564 yıllık Hasan Dede Camisi'nde yangın çıktı

Bartın'ın Ulus ilçesindeki tarihi Hasan Dede Camiisinde çıkan yangının ardından ağır hasar gören caminin son hali büyük üzüntü yarattı. 564 yıllık geçmişe sahip olan Hasan Dede Camisi hakkında bilgiler veren Ulus ve Köylerine Hizmet Derneği  Başkanı Satı Lütfi Okcu, tarihi caminin ilki 1889 ve ikincisi 1904 yılında olmak üzere 2 büyük yangında alevlere teslim olduğunu söyledi.

564 yıllık Hasan Dede Camisi'nde yangın çıktı

Erkan Hızoğlu

Bartın’ın Ulus İlçesinde bulunan tarihi Merkez Hasan Dede Camiinde yangın çıktı.

Çatı kısmından yoğun dumanlar çıkan camideki yangın için vatandaşların ihbarı üzerine bölgeye itfaiye ekipleri sevk edildi.

Ekipler müdahale etti

Ulus Belediyesi, Bartın Belediyesi, Abdipaşa Belediyesi itfaiye ekipleri ile Ulus Orman İşletme Müdürlüğü arazözleri tarafından müdahale edilen yangına İl Özel İdaresi ekipleri de tankerlerle su desteği sağladı.

Yoğun dumanlar arasında yangına müdahale edilirken alevler zaman zaman metrelerce yüksekliğe ulaştı.

Uzun uğraşlar sonucu kontrol altına alınarak söndürülen yangının ardından caminin kullanılamaz hale geldiği görüldü.

Camideki yangını bazı vatandaşlar gözyaşları içinde takip etti. Caminin son durumu da büyük üzüntüye neden oldu.

564 yılda 3’üncü yangın

564 yıllık geçmişe sahip olan Hasan Dede Camisi hakkında bilgiler veren Ulus ve Köylerine Hizmet Derneği  Başkanı Satı Lütfi Okcu, tarihi caminin ilki 1889 ve ikincisi 1904 yılında olmak üzere 2 büyük yangında alevlere teslim olduğunu söyledi.

İlk inşa edildiğinde ahşap olan caminin 1889 yılındaki yangının ardından taş yapı olarak inşa edildiğini de belirten Dernek Başkanı Satı Lütfi Okcu, 1889 ve 1904 yıllarında meydana gelen iki yangında da caminin 4 adet ardıç direği ve sütun taşlarının zarar görmediğini ifade etti.

Ardıç direkleri ve sütun taşlarının hala orijinal olduğunu kaydeden Başkan Okçu iki büyük yangına teslim olan caminin yangınların hemen ardından halkın ve dönemin ileri gelenlerinin desteğiyle onarılarak yeniden ibadete açıldığını da sözlerine ekledi.

Başkan Okçu, tarihi camide yaşanan 2 büyük yangının yanı sıra 1910 yılında ‘Koca Kar’ olarak adlandırılan ve halen aynı şekilde anılan yoğun kar yağışı sonrasında çatısının çöktüğünü ve yine aynı dönemde onarılarak hizmete alındığını söyledi.

Efsanesiyle dikkat çekti

Tarihinde 2 kez yangın gören ve 3’üncü kez alevlere teslim olan Hasan Dede Camii, efsanesiyle de dikkat çekiyordu.

İşte Hasan Dede Camiinin efsanesi şöyle;

Bölge halkının nesilden nesile anlattıklarına göre; bu kutsal caminin binasını “Demirci Hasan Baba” yapmış derler.

Ulus Kazasına ilk geldiklerinde cami yapılacak yerin yakınına bir yere yerleşmişlerdir.

Bir süre sonra dağdan kerestelik ağaç kesmeye başlamış, daha sonra kazanın halkına “Ben burada bir cami yapmak istiyorum, bana yardım edin, dağdan kestiğim kerestelik ağaçların çekilerek taşınması için öküz verin” demiş.

Bizim öküzlerimiz çift sürerken yoruluyor, ek iş yapamazlar diye hayvanlarını vermemişler.

O çevrede yaşayan Türkler bunun söylenenlere ehemmiyet vermemişler.

Ancak her gün görmüşler ki Kutsal Cami’nin yapılacağı yere birer ikişer tomruk şeklinde ağaçlar gelirmiş.

Yardım etmeyen ve söylediklerine ehemmiyet vermeyenler, bu derviş öküzlerini çalarak dağa kaçırıyor ve dağdan kerestelik ağaçları öküzlerine koşarak buraya getirdi diye şüpheye düşmüşler.

Böyle düşünenlerden bir gurup birlik olup, gece dervişin gidip geldiği dağ yolunda pusuya yatarak gizlenmişler.

Eğer öküzlerini koşmuş ise onu öldürüp vilayetlerinden bu türden insanı yok etmeyi planlamışlar.

Birde görmüşler ki, bir çift sığın geyiğini öküz gibi boyunduruğa koşup tomrukları çekiyormuş.

Bunlar gördükleri karşısında pişmanlık duyup o andan itibaren yardım etme kararı almışlar.

Halktan birçok kişi, caminin yapımı için imece cemiyeti davetine katılmışlar.

Demirci Hasan Dede çalışanlara yemek verilme gereğini düşünerek, oğluna der ki “Değirmen git, çıkan unu eve taşı, tekneye nazar etme, tekneye bakma (zahire konulan yere)” diye tembih eder ve kendisi işine gider.

Oğlu unu taşımaktan yorgun ve bitkin düşmüş, evin hanımı eve gelen bu kadar çok miktardaki unun sebebini oğluna sorduğunda; oğlu ise babasının emri üzerine imece cemiyetine ekmek olacağını söylemiş.

Bunun üzerine evin hanımı der ki “Bir dağarcık buğdaydan bu kadar un olmaz” deyince, çocuk değirmene tekrar gidip babasının tekneye (Zahire Konulan Yere) örttüğü siyah örtüyü kaldırıp baktığında, bir büyük yılanın ağzından buğday akmakta olduğunu görmüş.

Yılan ağzından akmakta olduğu buğday tanelerini kesince, oğlu da değirmeni durdurmuş.

Oğlu akşam babasına bu olayı anlatınca, o da “Niye baktın oğlum çokça un alırdık” diyerek cevap vermiş.

Kutsal Cami binasının inşaatı tamamlanıncaya kadar o un yeterli gelmiş derler.