Tahsin ÖTGÜÇ

PEYGAMBERLER ALLAH'IN ELÇİLERİDİR

Tahsin ÖTGÜÇ

Yeryüzünde hayatını idame ettiren her topluma,  Yüce Yaratıcı, emir ve yasaklarını bildirmek üzere peygamberler göndermiştir. Allah (cc) insanlarla kendi arasında elçilik yapacak olan peygamberleri toplumun kendi içinden seçmiştir. Allah vahyini insanlara, peygamberler aracılığıyla bildirmiştir. İnsanların Allah’a teslim olabilmeleri, inançlarının gereğini hayata aktarabilmeleri, neyin hayır, neyin şer olduğunu idrak edebilmeleri için, bir yol göstericiye ihtiyaçları vardır.  İşte bu hidayet rehberleri peygamberlerdir. İnsanları yaratanla buluşturmaya vesile olanlardır. Aynı zaman Allah’ın emir ve yasaklarını insanlara bildirme ve uygulama şeklini kendi davranışlarıyla ortaya sergilerler. Müslümanlar da peygamberlerin sözlü ve fiili sünnetini kendi yaşantılarıyla buluştururlar. Böylece dünya ve ahiret hayatını mamur etmiş olurlar.

               Böyle manevi bir güç sahibi olan, Allah’ın insanların arasından seçtiği, İslam’da en yüce mertebe olan peygamberlik görevi verdiği, değerli insanlara ( Allah’ın elçilerine) saygısızlık etmek, Allah’a saygısızlıktır. Peygamberi gücendirmek, Allah’ı gücendirmektir. Peygamberi sevindirmek, Allah’ı sevindirmektir. Yeryüzünde yaşayan hiçbir din mensubunun peygamberler hakkında ileri, geri konuşması edebe uygun değildir. Zira hiç birimiz, onlarla her bakından aynı seviyede değiliz.  

                Cahiliye Arap devrinde bile, putlara tapanlar, ezeli ve ebedi olan Allah’a olan saygılarını muhafaza etmişlerdir. Taptıkları putları, Allah ile kendi aralarında elçilik yaptığı inancındaydılar. Peygamberlerin şahsiyetlerini rencide edici söylem ve eylemlerde bir noktaya gelince geri duruyorlardı. İkaz edilince yanlış yaptıklarını idrak edebiliyorlardı. Günümüzde, özellikle batı medyasında kin ve nefret dolu duygularla evrensel Nebi Hz Muhammed Mustafa (sav) efendimizi gazetelerinde karikatürize edebiliyorlar. Bu durum evrensel ahlak değerlerine uygun değildir. Bir Peygamberi alay konusu yapmak, kişinin inancını tehlikeye koyar. Yüce Allah Kur’an’ında “ De ki, Allah’a ve peygambere itaat edin. Eğer yüz çevirirlerse şüphe yok ki, Allah kâfirleri sevmez”. Ali İmran, 32. Başka bir ayetinde, ise,”Kim peygambere itaat ederse, Allah’a itaat etmiş olur. Kim yüz çevirirse (bilesin ki) biz seni onlara bekçi göndermedik”. Nisa, 80.

                 Yukarıdaki ayetlerden anlıyoruz ki, Peygambere saygı, Allah’a saygıdır. Ona isyan Allah’a isyandır. Durum böyle olunca, peygamberimizi alay konusu yapmak, itaatsizliği ortaya koyar. Edep kurallarına uygun düşmez. İnsanın yaratılış gayesiyle örtüşmez. Efendimizin manevi şahsiyetini rencide edici, söylem ve eylemlere ortak olmak aynı cümledendir. Bu hususta dikkatli olmak lazım gelir. Bizler, “ La ilahe illallah Muhammed ün Resulüllah” diyerek Allah’a teslim olmuşuz. Mevla’mız bu cümleyi diliyle söyleyip kalben tasdik eden bireylere Müslüman adını vermiştir. Bizler Müslüman olarak Muhammed ümmetiyiz. Bu nedenle, ümmeti olduğumuz Peygamberimize yapılan saygısızlık bizleri üzer. Bu anlamda bizler peygamberimize yapılan olumsuz eylemin karşılığında, vicdani rahatsızlığımızı ortaya koymalıyız. Böylece bize düşeni yapmış olur, gerisini sahibimiz olan, Allah’a bırakırız. Allah Peygamberine hitaben ( Ey Muhammed) “ Seninle alay edenlere karşı biz sana yeteriz” buyurmuştur. Hicr, 95.  Demek ki Allah, peygamberiyle alay edilmemesini, manevi şahsiyetini rencide edecek davranışlar, sergilenmemesini istememektedir. İnsan, inansın veya inanmasın, söz konusu peygamber olduğunda tutum ve davranışlarına dikkat etmesi, büyük önem arz etmektedir. İnsana yakışan medenilik de bu olsa gerek.    

                Müslümanlar, Hz Âdem a.s dan itibaren dünya peygamberi Hz Muhammed (sav) efendimiz dâhil ne kadar peygamber gönderilmişse aralarında ayırım yapmaksızın tamamına iman eder ve saygıda kusur etmezler. Kendisini okuryazar ve medeni zanneden batılılar da aynı hassasiyeti göstermeleri, insani bir görevdir. Hiçbir zaman peygamberleri ve özellikle evrensel peygamberimizi dünyevi meselelere malzeme yapılmaması insanlığın gereğidir. Dünya ölümcül bir mikrop olan Korona virüsüyle mücadele ederken, özelde kendi ülkesinde Korona virüs vakıaları bir hayli kabarık iken bir devlet başkanının Peygamberimizin manevi şahsiyetini rencide edici karikatür afişlerini meydanlara astırması, insanlık ve insani değerler bağdaşmaz. Bu insanlık dışı, cahiliye Arap devrinden kalma, gayri ahlaki ve gayri hukuki söylem ve eylemlerin kime ne faydası olacak. Dünya insanlığının huzur ve güvene ihtiyacı var. Yardıma ve dayanışmaya, adalet ve hukuka ihtiyacı var. İnsanoğlunun beklediği huzur ve mutluluğun kaynağı, peygamberlere saygı ve sevgiden geçer. Tarih buna şahittir. Peygamberlerine asi olan kavimler, helak olmuşlardır.

                                                                                                         Tahsin ÖTGÜÇ- Emekli Müftü

                                                                                                                                   

                                                                                                                                    

            

Yazarın Diğer Yazıları