KUR'ANDA MÜMİNLERİN ÖZELLİKLERİ
Tahsin ÖTGÜÇ
Allah’a iman eden kişi, ona olan saygısını söylemiyle, davranışlarıyla ortaya koyar. Duygu ve düşüncesi ne ise eylemi de aynı olur. Mümin ikilem içinde olmaması gerekir. Mümin inandığını inandığı şekilde yaşamaya çalışır. Allah’ın özelliklerinden bahsettiği müminler: “ Allahın adı anıldığında kalpleri ürperir.” Enfal,2. Allahın isim ve sıfatlarından biri zikredildiğinde müminlerin Allaha olan saygı ve sevgilerinden dolayı heyecanlanıp kalplerinde titreme oluşur. Ezan okunurken kuran tilavet edilirken huzuru kalp ile dinlerler ve kendilerine çekidüzen verirler. Edebe aykırı bir durum varsa onu giderirler. Dünya kelamına son verip ezanı veya kuran okunuyorsa onu dinlerler. “Namazlarını huşu içinde ve dosdoğru kılarlar”. Müminun,2. Namaz ibadeti mümini günah ve hatalardan temizleyen onu kemale erdiren, Yaratanla irtibat içinde olmasına vesile olan o denli önemli bir ilahi görevdir. Aynı zamanda namaz kişiyi doğruluğa, hayra sevk eder. Yersiz kelamdan ve eylemlerden beri kılar. Anne- babalarına “öf” bile demezler. İsra,23. Ebeveynimize karşı saygılı olmak, onların maddi ve manevi ihtiyaçlarına cevap vermek Allahın emridir. Bu emir öyle bir emirdir ki, Yaratana itaatten sonra gelir. Bundan dolayı o denli önemlidir. Zaman zaman televizyon ekranlarında ve gazetelerde hoş olmayan tablolar görüyoruz. Ebeveyni üzmek ve kaba davranış sergilemek Müslüman’a yakışmaz. Allah’ın gazabına sebep olur.
“Mallarıyla canlarıyla cihad ederler”. Tevbe, 5. Mümin cihat ruhuyla yaşaması gerekir. Cihat, Allah için çalışmaktır. En büyük cihad nefsimizle yapacağımız mücadeledir. Nefsimizi terbiyesi için çalışmaktır. Vatanımızın bölünmez bütünlüğünü sağlamak için düşmanlara karşı mücadele etmek gerektiğinde hiç tereddüt etmeksizin gereğini yapmak, Bağımsızlığımızın korunması, toplumun huzur ve güvenliği için önemlidir. Malıyla canıyla cihad edemeyenler, başka devletlerin boyunduruğu altında yaşama zorunda kalmışlardır. Bu her zaman böyle olmuştur. “Emanete ihanet ederler”. Bakara,177.Emaneti koruyup kollamak Allahın emridir. Bundan dolayı mümin kendisine verilen maddi ve manevi imkânları gereği şekilde değerlendirir. Hak ve hukuka saygılı olur. Sağlığımız, gençliğimiz, mal ve mülkümüz, Allah’ın bizlere sunduğu birer emanettirler. Bu nimetlerden dolayı Yaratanımıza karşı sorumluluğumuz vardır. Bu bilinçle hayatımıza yön vermeliyiz. “Kafirlere karşı sert, birbirlerine karşı merhametlidirler”. Fetih ,,29 . Mümine yakışan kâfirlerin karşısında aziz olmaktır. Alçak gönüllülük, merhametli olmak mümine karşıdır. Müminler dost, akraba ve kardeşlerine karşı daima mütevazı ve acıma hissi ile davranırlar. İyilik etme, ikram ve hediyeleşmek gibi insanların kaynaşmasına vesile olan davranışlar, Müslüman toplumunda yerleşmiştir. Müslümanlar her zaman elinde olanı bir diğeriyle paylaşma erdemini göstermiştir.
“Zekâtlarını hakkıyla verirle” Bakara,177. Zekat namazla beraber kuranı kerimde 27 yerde geçmektedir. Namaz kılan bir Müslüman’ın dini ölçüler içinde zekat verme ehliyetine Ulalaştığında bu ilahi görevi yerine getirmekten uzak olamaz. Zira namaz kılmak farz olduğu gibi zekat vermek te dinen zengin olan Müslümanlara farzdır. Mümin bilir ki, namaz bedeni temizler, zekat ise malı temizler. Temiz olmayan malla beslenen vücutla ifa edilen ibadetlerin makbulü o denli zayıftır. Bundan dolayı bedenen ve mali yönden pak olmayı arzu eden müminler, namazı gereği gibi kılar ve zekâtlarını da usulüne uygun şekilde verirler. Peygamberimiz (sav) efendimiz,” Mallarınızı zekâtla koruyun. Hastalarınızı sadakalarla iyileştirin” buyurmuştur. Riyazüssalihin. Zekat ve sadaka, zenginle fakir arasında bir manevi köprü oluşturur. Bu köprü üzerinde, sevgi ve saygı, hoşgörü ve merhamet yer eder. Böyle olunca fakirle zenginler arasında sıkı bir kardeşlik bağı oluşur. Bu bağ sayesinde birlik ve beraberlik sevgi ve saygı her zaman varlığını korur.
Tahsin ÖTGÜÇ – Emekli müftü
