Tahsin ÖTGÜÇ

İSLAMDA BİRLİK VE BERABERLİĞİN ÖNEMİ

Tahsin ÖTGÜÇ

Yeryüzünde yaşayan insanlardan Allah’a teslim olanlara Müslüman, Allah’a teslim olmayanlara gayri Müslim adı verilmiştir. Özellikle Müslümanlar yaşadıkları ortamda huzur ve güven içersinde hayat sürdürebilmeleri için birlik ve beraberliğe ihtiyaçları vardır. Bunun için Allah’ın isteklerine cevap vermeleri, Peygamberimiz (sav) efendimizin hayatını daima örnek almaları gerekmektedir. Peygamberimiz (sav) efendimizin örnek hayatı kendi yaşantımızla buluşmalıdır. Sadece inandım, biliyorum demekle yetinilmemelidir. Allah Kur’an’ında şöyle buyurmaktadır. “ Toptan Allah’ın ipine sarılın, ayrılmayın. Allah’ın size olan nimetini anın. Sizler birbirinize düşmandınız, kalplerinizin arasınıuzlaştırdı da onun nimeti sayesinde kardeş oldunuz. Bir ateş çukurunun kenarında idiniz, sizi oradan kurtardı. Allah, doğru yola erişesiniz diye size böylece ayetlerini açıklar.” Al-i İmran,103.  Allah’ın ipine yani Kur’an-ı Kerim’e sarılmak, dini ve dünyevi işlerimizi ondan aldığımız öğreti ile yapmak, Müslümanlar arasında saygı ve sevgiyi oluşturur. Saygı ve muhabbetin var olduğu yerde birlik, dirlik ve bütünlük meydana gelir. Buna her zaman ihtiyacımız vardır.

 

Müslümanların karşılıklı hak ve hukuklarına riayet etmeleri ancak inanç ve bilgi ile mümkündür. Bir şeyin doğruluğuna ya da eğriliğine inanmadan olumlu davranış sergilemek beklenemez. Bunun için de eğitim ve öğretim önemlidir. Kendimizi dini ve dünyevi yönden yetiştirmeliyiz. Kendi mutluluğumuzu isterken diğerlerinin de huzurunu istemeliyiz. Birey olarak toplumdaki birlikteliğin oluşması için kendimize düşen görevleri icra etmekten kaçınmamalıyız. Olumlu davranışları sergilemek bazen nefsimize ağır gelebilir. Netice hayırlı olacaksa zoru yenme adına nefsimize ağır gelen işlemleri yapmaya devam etmeliyiz. Hayırlı ve olumlu işlerde şeytan ve davranışlarıyla şeytana benzeyenler her zaman devreye girebilir. Onları aldırmadan doğru bildiğimiz yoldan tereddüt etmeden yürümek gerekir. Allah her zaman doğruların yardımcısıdır ve her zaman öyle olmuştur.

 

Peygamberimiz (sav ) efendimiz bir hadislerinde:” Müminler, birbirlerini sevmede, korumada ve acımada bir vücut gibidirler. Vücudun organlarından biri rahatsız olunca diğer organlar da o rahatsızlığı hisseder.”buyurmuşlardır. Riyazüsalihin Müslüman toplumu, bir vücuda benzemektedir.

Toplumu oluşturan bireylerden biri rahatsız olursa veya bir sıkıntısı var ise buna muttali olanlar hemen devreye girmesi gerekmektedir. Bu insani ve İslami bir davranıştır. Peygamberimiz biz ümmetinin birlik ve bütünlük içinde olmamızı arzulamaktadır. Efendimizin bu arzusu bizin yararımızadır. Uymaz isek zarar biz ümmetine ait olacaktır. Müslümanların birbirlerinin dertlerine ortak olmaları, sevinçlerini paylaşmaları, toplum olarak sağlıklı ve mutlu olmalarına vesile olacaktır. Bayramlar bunun için önemli zaman dilimleridir. Değerlendirildiğinde müspet sonuçlar alınabilir.

 

Peygamber (sav ) efendimiz bir başka hadislerinde: “ Cemaatte rahmet, tefrika da ise Allah’ın  azabı vardır,” buyurarak, konuşur halde olmanın, selam ve merhabalaşarak yaşamanın Allah’ın rahmetinin tecelli etmesine vesile olacağını vurgulamıştır. Bizlerin her zaman Allah’ın yardımına, esenliğine ve rahmetine ihtiyacımız vardır. Bunu sağlama adına Müslüman bireyler olarak aramızdaki birlik ve beraberliğin sağlanmasına ve devam etmesine önem vermeliyiz. Zira buna daima ihtiyacımız vardır. Bu olmadan huzur ve mutluluğun oluşumu imkânsız görünmektedir. Müslüman toplum olarak aramızdaki dayanışmayı, yardımlaşmayı, sevgi ve saygıyı oluşturarak diğer toplumlara örnek olmalıyız. Bunun için de Kuran ve efendimizin sünnetinden beslenerek manen güçlenmeliyiz. Bilmeliyiz ki, saygı ve sevginin dayanağı, maneviyattır. Bu gün buna her zamankinden daha fazla ihtiyacımız vardır. Birlik ve beraberliğin var olduğu yerde geleceğe ümitle bakış vardır.

 

 Millet ve toplumları meydana getiren bireyler arasında karşılıklı saygı ve sevgi, birlik ve beraberlik olmadığı zaman huzur olmaz. Buna bağlı olarak da güven olmaz. Yardımlaşma ve dayanışma olmaz. Geleceğe güvenle bakamayan insanların ileriye yönelik plan ve proje üretmeleri mümkün olamaz. Bu gün silahlı güçlerimizin Suriye’nin İdlip bölgesi başta olmak üzere terör örgütlerine karşı başlattığı harekâtlarda başarılı olması, kendi aralarındaki birlik ve beraberliğe, güven duygusuna sahip olmalarına bağlıdır. Türk milleti olarak milli ve dini meselelerde tek vücut gibi olmak gerekir. Askerimiz ve güvenlik güçlerimize destek olmak, zamanı gelince maddi ve manevi yönden yardımcı olmak, huzur ve mutluluğumuzun temini açısından o denli önemlidir.

 

 

                                                                                                   Tahsin ÖTGÜÇ- Emekli Müftü

                                                                        

Yazarın Diğer Yazıları