Tahsin ÖTGÜÇ

İNSAN SORUMLU BİR VARLIKTIR

Tahsin ÖTGÜÇ

İslam’a göre gerekli şartları taşıyan her insanın, başta Rabbine olmak üzere, kendisine, ailesine ve topluma karşı sorumlulukları vardır. “İnsan başıboş bırakılacağını mı zanneder” (Kıyame,36) ayetine göre insan sorumlu bir varlıktır ve onun bir yaratılış gayesi vardır.  Bu gaye tektir ve Allah’a kulluktur. Allah’a kulluk ise, onun emirlerini yerine getirmek ve yasak kıldıklarından uzak olmaktır. Rabbimize karşı sorumluluğumuz onun rızasına uygun yaşamaktır. Ona iman edip namaz, zekât, hac, oruç gibi ibadetleri yapmak, içki, kumar, kul ve kamu hukuku gibi yasak kıldıklarından kaçınmak bu sorumlulukların başında gelir. Dünya sahnesine Yaratanına kulluk etmek için gelen insan, öncelikle Ona teslim olması ve Müslüman olarak hayatını idame ettirmesi için yeterli bilgiye sahip olması gerekir. Bunun için Kuranı kerimi okuma ilmine sahip olup, daha sonra hal ilmine sahip olacak kadar kendisini yetiştirmesi gerekir. Neyin helal, neyin haram olduğunu bilmek, ibadetleri doğru olarak ifa etme becerisini kazanmak, hal ilmi kapsamındadır. Her Müslümanın hal ilmine sahip olması, sorumluluğun bir gereğidir. Allah “Sonra, yemin olsun ki, o gün her nimetten sorulacaksınız” (Tekasur,8) buyurarak hayatın imtihan bir olduğu gerçeğini beyan etmektedir.

                Eşimiz, çocuklarımız, anne- babamız, yakın ve uzak akrabamızdan oluşan ailemize karşı da sorumluluklarımız vardır. Eşlerimize iyi davranmak, anne- babamıza ihsan etmek, akrabalarımızla ilgilenmek, çocuklarımızın eğitim ve öğretimini temin edip onların topluma hayırlı birer insan olarak yetişmeleri için gayret etmek görevimizdir. Peygamberimiz(sav) efendimiz : “İman bakımında müminlerin en olgun olanı, en güzel ahlaka sahip olanlardır. Sizin en hayırlınız aileleriyle iyi geçim kuranlarınızdır” (Riyazüssalihin.) buyurarak aile yuvasının huzur ve güveninin önemini vurgulamıştır. Toplumun çekirdeğini oluşturan ailedir. Ailelerin huzurlu olmaları, sağlıklı toplumların oluşmasına vesile olacaktır. Cenab- Hak,” Ey iman edenler kendinizi ve ailenizi, yakıtı insan ve taş olan cehennem ateşinden koruyun. Onun (cehennemin) başında Allah’ın kendilerine buyurduğu şeye karşı gelmeyen ve emredildikleri şeyi yapan gayet katı ve şiddetli melekler vardır” (Tahrim,6.) buyurmuştur. Bu ayetten anlıyoruz ki, Yüce Allah mümin kullarından kendilerinin ve aile bireylerinin dini bilgilerle donatılmasını istemektedir. Gerçek huzur ve mutluluğa ulaşmak, kuran ve sünneti nebeviden beslenmekle mümkün olabilir. Bu olmayınca sadece maddi imkân ve kazanımlarla arzu edilen neticeye ulaşmak oldukça zordur.

                Anne-babamıza karşı görevlerimiz de o denli önemlidir. Allah “Kesin olarak şunları emretti, ancak kendisine ibadet edin, anne ve babaya iyilik edin. Onlardan biri veya her ikisi senin yanında yaşlanırlarsa, onlara öf bile deme ve onları azarlama. İkisine de tatlı ve güzel söz söyle. İkisine de acıyarak tevazu kanatlarını indir ve şöyle de, Ey Rabbim onlar beni küçükten terbiye edip yetiştirdikleri gibi kendilerine merhamet et” ( isra,24) Ebeveynimize karşı görevlerimizi yerine getirip onların hayır dualarını almak, dünya ve ahiretimizi kazanmamıza vesile olur. Aynı zamanda hayatımızda huzur ve bereket oluşur. Anne- babanın duası, geriye dönmeyen behemehâl kabul olan üç duadan biridir. Onların gönüllerini kazanmak, yüzlerini güldürmek adına, yediğimizden yedirmek, giydiğimizden giydirmek, isteklerine cevap vermek yeterli olacaktır

                Toplum ve çevreye karşı görevlerimiz ise, toplumu rahatsız edecek söylem ve eylemlerden kaçınmak, çevremizin kirlenmesine sebep olacak davranışlardan beri olmak gerekir. Halkın ortak kullanım alanlarına rast gele çöp bırakılmamasına, mesire yerlerinde oturduğumuz zaman bir şeyler yemiş isek atıklarını mutlaka çöp bidonuna koymak gerekir. Konuşurken, radyo veya TV dinlerken komşularımızın rahatsız olmamasına dikkat edilmelidir. Özellikle sigara izmaritlerini ve balgamları rasgele yerlere bırakmamak lazım gelir. Her yapılan hayırlı işin karşılığında sevap gerekeceği gibi, zararlı bir işlem yapıldığın da da, günah gerekir. Yani yapıp ettiklerimizden sorumluyuz. Bu bakımdan sorumluluk bilinci içinde hareket etmeliyiz. Devlet malını korumak da bireyin sorumluluğuna girer. Devlet malı aynı zaman da bir emanettir. Emanetin korunması gerekir. Onda tüm halkın hukuku vardır. Devlet malını korumak ve usulüne uygun şekilde kullanmak emanetin bir gereğidir. Sonuç olarak diyebiliriz ki, hayat bir imtihandır ve insan sorumlu bir varlıktır.

                                                                                                            Tahsin ÖTGÜÇ- Emekli Müftü

 

Yazarın Diğer Yazıları