Tahsin ÖTGÜÇ

FİDYE VE FİTRE NE ZAMAN VERİLİR

Tahsin ÖTGÜÇ

              Fidye, oruç tutmaya gücü yetmeyen düşkün ve yaşlı kimseler ile 0ruç tutmaya mani bir hastalığa yakalanmış ve iyileşme ümidi olmayan hastalar, Ramazan ayının her günü için birer fidye verirler. Fidye, bir fakirin sabah akşam karın doyumudur. Fidyenin miktarı aynen fitre gibidir. Fidyeler Ramazan ayının başında verilebileceği gibi, Ramazan içinde ve dışında da verilebilir. Kişi fidyesinin hepsini bir fakire verebileceği gibi ayrı ayrı fakirlere de verebilir. Bu durumda olan kimseler fidye vermeye güçleri yetmiyorsa Allah’tan bağışlanmalarını isterler. Oruç tutmaya gücü yetmeyen yaşlılar ile iyileşme ümidi olmayan hastalar eğer ileride tutabilecek duruma gelirlerse, tutamadıkları oruçları kaza etmeleri gerekir. Önceden verdikleri fidyelerin bir hükmü kalmaz, bunlar nafile bağış sayılır.               

              Yüce Allah Kur’an-ı Kerim de oruç tutmaya güçleri olmayanların fidye vermeleri hususunda şöyle buyurmaktadır.” Oruç, sayılı günlerdedir. Sizden kim hasta, ya da yolculukta olursa, tutamadığı günler sayısınca başka günlerde tutar. Oruca gücü yetmeyenler ise bir yoksul doyumu fidye verirler. Bununla birlikte, gönülden kim bir iyilik yaparsa o kendisi için daha hayırlıdır. Eğer bilirseniz oruç tutmanız sizin için daha hayırlıdır.” Bakara 2 / 184. Ayeti kerimede oruç tutmaya gücü yetmeyenlerin fidye vermeleri belirtilmiştir. Bunlar ileri yaşlılığa ulaşmış, oruç tuttuğu zaman ayakta durma imkanı olmayanlardır. 

 Fıtra: yaratılış anlamında olup günümüz Türkçesinde fitre olarak kullanılmıştır. Fıtır sadakası hicretin ikinci yılında meşru kılınmıştır. Dini terim olarak, Ramazan bayramına yetişen, asli ihtiyaç ve borcun dışında nisap miktarı mala sahip müslümanın kendisi ve bakmakla mükellef olduğu kişiler için yerine getirmekle görevli olduğu mali bir ibadettir. Dini hükmü ise vaciptir. Fitre, Ramazan ayında fakirlere verilen bir sadakadır. Bayramdan önce verilmesi uygun olandır. Fitre hayatta olmanın vergisidir. Dört sınıf yiyecek maddesinden verilir. Buğday, 1.460 gr, arpa 2.920 gr, kuru üzüm 2.920 gr, kuru hurma 2.920 gr.          

              Bu gıda maddelerinin kendileri verilebileceği gibi, nakdi olarak değerleri de verilebi

lir. Hangisi fakirin yararına ise, onu vermek daha uygundur. Fitre içten niyet edilerek verilir.

Bir fitre yalnız bir fakire verilir. Fitre ikiye bölünemez. Zekât kimlere verilirse, fitre de onlara verilir. Ramazan ayında bir özürden dolayı oruç tutamayanlar da nisap miktarı mala sahip olduklarında fitre vermeleri gerekir. Fitre vermek, orucun kabul edilmesine, ölümün şiddetinden ve kabir azabından kurtulmaya vesile olur. Fitre vermenin vacib olan vakti, ikinci

fecrin doğuşuyla bayram namazından önceki vakittir. Ramazan ayı içersinde her zaman vermek mümkündür. Kişi fidye veya fitresini usul ve füruuna veremez. Usul, kişinin anne babasından başlamak üzere yukarı doğru, füruu ise kişinin çocuklarından başlamak üzere torunları ve aşağıya doğru devam eder.    

                Bu sene Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından belirlenen bir fitre miktarı 27 TL dir. Bu belirlenen miktar taban olup, daha üst kısımlardan vermek mümkündür. Kişi kendisi ve bakmakla mükellef olduğu aile bireylerinin fitrelerini mali gücüne göre vermelidir. Yani kişi

Sabah akşam yediğinin parasal değerini hesap ederek fitresini vermesi daha uygun olur. Mübarek Ramazan ayı içersinde oruçlarını tutarken yiyecek bulamayan ve bundan dolayı zaman zaman zorluk çeken kardeşlerimize fidye ya da fitrelerimizi bu günlerde vererek bir nebze de olsa ihtiyaçlarını gidermiş oluruz. Ramazan ayı hayır ayıdır. Ramazan ayı paylaşım ayıdır. Meseleye bu pencereden bakarak kendimizde olanların fazlasının etrafımızdakilerle paylaşmak ve fakir, yoksul ve muhtaç olanların yüzlerini güldürmek o denli önemlidir. Ne kadar güldürebilirsek o kadar karşılığını mükâfat olarak bol alırız. Yüce Mevla Ramazan ayının feyiz ve bereketinden istifade eden kullarından eylesin. Âmin.                                                                                                                                                    

                                                                            Tahsin ÖTGÜÇ-Emekli Müftü

Yazarın Diğer Yazıları