Nurdan EROĞLU

Şeytan bunun neresinde?

Nurdan EROĞLU

Şimdi anlatacağım olay, 28 Ocak Cumartesi günü yaşandı.

Kısaca olayı anlatacak olursam dedem bu tarihte evde rahatsızlanıp olduğu yere düşüp kalıyor.

Babam ve kardeşim onu o şekilde buluyor.

Düştüğü için belki kırık ya da başka bir şey vardır diye hemen 112 Acil Servis Çağrı Merkezini arıyorlar.

Ambulans istiyorlar.

Artık telefonda kiminle görüşüyorlarsa…

Önce olayın ne olduğunu soruyor, sonra da dedemin kaç yaşında olduğunu…

Ailemde durumu anlatıyor, dedemin yaşının da 84 olduğunu söylüyor…

Ama aldıkları cevap karşısında şok oluyorlar.

Telefonun karşı tarafındaki şahıs “Ambulans yok” cevabını veriyor.

Kardeşim “Nasıl ambulans olmaz. Dedem düşmüş yerden kalkamıyor” diyor.

Cevap değişmiyor.

Tabi bizimkilerde bakıyorlar 112 Acil Servis Çağrı Merkezinden hayır yok, Allah’a emanet dedemi kendi araçlarıyla hastaneye acil servise getiriyorlar.

Tabi bundan sonraki kısımda olayın içinde bende yer alıyorum.

Demem hastaneye ulaşınca bana “Neden ambulansla getirmediniz?” diye soruyorlar.

Bende “112’yi aramışlar. Ambulans yokmuş” dedim.

Hayretler içinde kalıyorlar…

“Nasıl ambulans olmaz diyorlar?”

Yaşanan olayı ve dedemin şikâyetlerini anlatıyorum…

Hemen dedemin kırık ve ya başka bir sorunu olup olmadığını öğrenmek için MR’ı ve tomografisi çekiliyor.

Bekletilmiyor bile.

112 Acil Servis Çağrı Merkezinin ambulans göndermediği hastaya hastane personeli anında müdahale ediyor.

Bende ister istemez “Allah Allah bu işte bir gariplik var. Hayır dedemin durumu o kadar acilse bunlar niye “Ambulans yok” dedi. Değilse o zaman buradaki anında müdahale ne oluyor?” diye düşünüyorum.

O gün gece yarılarına kadar hastanede dedemin başındayız.

Buradan  hastane acil servisi personeline çok teşekkür ediyorum.

Gerçekten hemşiresinden hekimine kadar herkes oradaki bütün hastalarla yakından ilgili.

Aynı gün Bartın’da ne yazık ki 3 kişinin öldüğü o elim otobüs kazası da meydana geliyor.

Acilde tam anlamıyla seferberlik yaşanıyor.

Daha yaralılar gelmeden herkes yine hemşiresinden hekimine bütün hazırlıklarını yapmış oluyor.

Yararlılar geldiğinde de hafif yaralısından ağır yaralısına kadar hiç ayrım gözetmeksizin anında müdahale ediyorlar.

Bu takdire şayan bir durum.

3 hafta önce yaşanmış bir olayı şimdi neden mi anlatıyorum?

Sonraki süreçte dedemin sağlık sorunlarıyla ilgilenmek ve gerekli kontrolleri yaptırmak zorunda kaldığım için.

Bunları yaparken bir taraftan da gazetedeki sorumluluğumu yerine getirdiğim için nasip bugüneymiş.

Acil servis personeline lafım yok.

Nasıl çalıştıklarını gözlerimle gördüm.

Peki 112 Acil Servis Çağrı Merkezinin verdiği cevaba ne demeli…

Nasıl ambulans yok?

Olayın yaşandığı zaman dilimi gündüz yani saat 14.00’da.

Otobüs kazası akşam meydana geldi.

Hayır gündüz Bartın’da uçak mı düştü, tren kazası mı oldu ya da zincirleme trafik kazası mı oldu da benim haberim yok.

Böyle bir olay olacak bir basın mensubunun haberi olmayacak…

Ne akla ne de mantığa sığacak bir durum.

Böyle bir durum oldu da ambulansların hepsi olay yerine mi sevk edildi?

AK Parti Bartın Milletvekilimiz Yılmaz Tunç, her defasında gittiği her yerde bağıra bağıra söylemiyor mu “Bartın’daki ambulans sayımızı arttırdık” diye…

“Ambulans sıkıntımız yok” diye…

“Yeri geldiğinde helikopter ambulansla bile müdahale ediyoruz” diye…

Sağlık İl Müdürümüz Dursun Koç ta aynı şeyleri demiyor mu?

Hayır Sayın Vekilimizin veya Sayın Müdürümüzün haberi olmadan ambulanslar satışa mı çıkarıldı?

Toplu olarak tamire mi gönderildi?

Hastanın önce durumunu sonra yaşını sorup “ambulans yok” cevabını vermek te ne oluyor?

112’de kayıtlar saklanıyor mu tam anlamıyla bu durumu bilmiyorum.

Ama eğer saklanıyorsa o günkü kayıtlara bakılsın.

Eğer ailem bu durumu yanlış anladıysa çıkıp özür dilemesini de bilirim…

Ama ortada bir yanlış anlaşılma yoksa ve kayıtlarda bunu doğruluyorsa lütfen gereği de yapılsın…

Ya o gün dedemde ciddi bir kırık olsaydı ya da beyin travması geçiriyor olsaydı ne olacaktı?

Ya yerinden oynatılmaması gereken bir hasta olsaydı.

Ya sırf kendimiz hastaneye getirmek zorunda kaldığımız için sonuçları daha kötü olsaydı…

Yaşanacak bir kaybın ya da ortaya çıkabilecek daha kötü  bir sonucun sorumluluğunu kim üstlenecekti?

Kim bunun cevabını verebilecekti?

Toplumda herkes sağlık bilgisine sahip olsa ne 112’ye ihtiyaç olur, ne hekime ne de hemşireye…

O zaman kimse hastaneye gitmez hastasına evinde müdahale ederdi…

Ayrıca illa bizim birilerini arayıp ta durumu bildirmemiz veya şikayet mi etmemiz gerekiyor.

Ambulans yoksa bile bunun neden olmadığının açıklaması niye yapılmıyor?

Kaldı ki ben o akşam Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreterimiz Osman Açıkgöz’ü de aradım.

Kendisine benim başıma gelen bu olayın bir başkasının başına gelmemesi için durumu aktarmak da istedim.

Ne yazık ki kendisine ulaşamadım.

Dediğim gibi sonrasında da durumu aktarma fırsatım olmadı.

Osman Bey ve Sağlık İl Müdürümüz Dursun Bey toplumumuzdan hem sağlıkçılara hem de 112 Acil Servis ekiplerine yardımcı olunmasını istiyor.

Üstüne basa basa özellikle trafikte ambulanslara diğer araçların yol vermesini talep ediyorlar…

Bir hasta için dakikaların hatta saniyelerin önemine vurgu yapıyorlar.

“Yaşama yol verin” diyorlar.

Tabi ki bizim toplum olarak bu konuya dikkat etmemiz, önemsememiz ve hoş görülü olmamız gerekiyor.

Ama bu olayda yaşama yol vermek kısmı nerde?

Bu olayda hastayı önemseme kısmı nerde?

Bu olayda insana saygı, hoş görü kısmı nerde?

 

 

 

Yazarın Diğer Yazıları