Tunç'tan anayasa değişikliğiyle ilgili açıklama

'Anayasa değişikliği demokrasi çıtamızı yükseltecek'

Tunç'tan anayasa değişikliğiyle ilgili açıklama

Haber Merkezi

AK Parti Bartın Milletvekili ve TBMM Adalet Komisyonu Üyesi Yılmaz Tunç, anayasa değişikliğiyle ilgili açıklamada bulundu. Tunç, CHP ve HDP’nin değişiklikle dikta rejiminin geleceğini iddia ederek anayasa değişikliğinin içeriğini çarpıtarak anlattıklarını söyledi. Tunç, “Oysa yapılan değişiklik, cumhuriyetimizi güçlendirecek, demokrasi çıtamızı yükseltecek” dedi.

AK Parti Bartın Milletvekili ve TBMM Adalet Komisyonu Üyesi Yılmaz Tunç, anayasa değişikliğiyle ilgili açıklamada bulundu. CHP ve HDP’nin değişiklikle dikta rejiminin geleceğini iddia ederek anayasa değişikliğinin içeriğini çarpıtarak anlattıklarını ifade eden Tunç, Anayasa değişikliği ile getirilen Cumhurbaşkanlığı sisteminin bir hükümet modeli olduğunu söyledi. Tunç, “Dolayısıyla yapılmak istenen rejim değişikliği değil, hükümet sistemi değişikliğidir. Türkiye’nin rejimi 1923’ten beri demokratik Cumhuriyettir ve öyle kalacaktır. Yasama ve Yürütme organını halkın doğrudan seçtiği, parlamenter sisteme göre daha demokratik bir yönetim şekli benimsenmektedir. Tek vatan, tek bayrak, tek devlet, tek millet anlayışıyla, üniter yapımız korunarak, Cumhuriyet ve demokrasimiz güçlendirecek, yönetimde istikrarı sağlayacak, denge ve denetim mekanizmaları ile devlet yönetiminde uzlaşmayı sağlayacak, kuvvetler ayrılığı ilkesini tam anlamıyla hayata geçirecektir” dedi.

“GENÇLERİN İRADESİ MECLİSE YANSIYOR”

Yılmaz Tunç, değişiklikle seçme yaşının 18’e düşürüldüğünü belirterek, “Biz ülkemizin gençlerine güveniyoruz, siyasette daha çok söz sahibi olmalarını istiyoruz, 2006 yılında gençlerimizin Milletvekili seçilme yaşını 30’dan 25’e indirmiştik, 18 yaşında seçme hakkını kullanan gençlerimiz, demokratik ülkelerin genelinde olduğu gibi seçilme hakkını da kullanabilmelidir, bu nedenle Milletvekili seçilme yaşı 25’ten 18’e düşürülüyor, gençlerimizin siyasette önü açılıyor” şeklinde konuştu.

“MİLLİ İRADE’NİN TEMSİLİYETİ ARTIYOR”

Türkiye’nin artan nüfusu da dikkate alınarak, Milletvekili sayısının 550’den 600’e çıkarmakta olduğunu kaydeden Tunç; “Mecliste milletin temsiliyeti artıyor. Meclisin görev ve yetkilerinde hiçbir azalma olmuyor, bilakis, kanun teklif etme, bütçeyi onaylama, yüksek yargıya üye seçimi gibi görevlerinin yanı sıra denetim fonksiyonunu da daha etkin yerine getirmesi sağlanıyor ve Milletvekili sayısı artırılarak, milli iradenin temsili daha da güçleniyor” ifadelerinde bulundu.

“YARGI’NIN TARAFSIZLIĞI GÜÇLENİYOR”

Anayasa’nın 9. Maddesinde yapılan değişiklikle yargı yetkisinin Türk milleti adına bağımsız ve tarafsız  mahkemelerce kullanılacağının vurgulandığını söyleyen Tunç; “Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun ve Anayasa Mahkemesi’nin oluşumu ve yapısındaki değişiklikler demokratik hukuk devleti ilkesini güçlendiriyor” dedi.

“HSK’NIN DEMOKRATİK MEŞRUİYETİ GÜÇLENİYOR”

Değişiklik teklifi ile Hakimler ve Savcılar Kurulu üyelerinin sayısı 22’den 13’e düşürülmekte olduğunu belirten  Tunç; “Kurulun Başkanı Adalet Bakanı, Müsteşar tabii üye, olmaya devam ediyor, kurul iki daire halinde çalışacak, Kurulun 3 üyesi adli yargı, 1 üyesi idari yargı hakim ve savcıları arasından olmak üzere 4 üye Cumhurbaşkanınca, 3 üyesi Yargıtay, 1 Üyesi Danıştay üyeleri arasından, 3 üyesi de hukukçu öğretim üyeleri ve avukatlar arasından olmak üzere 7 üyesi TBMM tarafından 4 yıllığına seçilecek, süresi biten bir kez daha seçilebilecek, böylece kurulun demokratik meşruiyeti güçlendiriliyor. İlk derece mahkemelerinde yapılan seçim kaldırılarak, yargıda gruplaşmaların önüne geçiliyor” şeklinde konuştu.

“YARGI BİRLİĞİ SAĞLANIYOR, YARGI SİVİLLEŞİYOR”

Anayasa değişikliğindeki önemli hususlardan birinin de Yargı Birliğinin sağlanmasına yönelik değişiklik maddesi olduğunu ifade eden Tunç; “Disiplin mahkemeleri dışında Askeri Mahkemeler kurulmayacak, ancak savaş halinde askerlerin görevleri ile ilgili işledikleri suçlara bakmak için askeri mahkemeler kurulabilecek.  Anayasa Mahkemesi’nde Askeri yargıdan gelen üyelerin görevi sonlanıyor, üye sayısı 17’den 15’e düşüyor” açıklamasında bulundu.  

“GÜÇLÜ YÜRÜTME GELİYOR,  ÇİFT BAŞLILIK SON BULUYOR”

Anayasamızda yürütme ile ilgili geniş yetkileri bulunan ve halk tarafından seçilmesi nedeniyle halka karşı siyasi sorumluluğu bulunan Cumhurbaşkanı ile, yine halk tarafından seçilen ve Başbakan ve Bakanlar Kurulu arasında çıkması muhtemel krizlere son verileceğini belirten Tunç; “Cumhurbaşkanı yürütmenin başı oluyor, Başbakanlık kalkıyor, Cumhurbaşkanı, kararname ile kamu tüzel kişiliğinin kurulması, üst düzey kamu yöneticilerini atama, Cumhurbaşkanlığı Kararnamelerinin uygulanması için yönetmelik çıkarma yetkisine sahip olacak” dedi.

“YÖNETİM’DE İSTİKRAR GELİYOR”

Ülkemizde, parlamenter sistem nedeniyle ortalama her 1,5 yılda bir hükümet değişikliği söz konusu olduğunu ve tek başına iktidarlar dışında geçen yıllar, ülkemiz siyasi ve ekonomik krizlerle çalkalanarak zaman kaybettiğini kaydeden Tunç, “TBMM ve Cumhurbaşkanlığı seçimleri 5 yılda bir aynı anda yapılarak, istikrarlı 5 yıl hedefleniyor” dedi. 

“MECLİS YETKİLERİ ZAYIFLAMIYOR AKSİNE GÜÇLENİYOR”

CHP’nin Meclisin yetkilerinin zayıflatıldığına ilişkin iddialarının bir gerekçesinin bulunmadığını kaydeden Yılmaz Tunç; “Yürütmenin kanun teklif etme yetkisi kaldırılarak bu yetki münhasıran TBMM’ye ait olacak, Meclis Kanun koyma, değiştirme ve kaldırma, Bütçeyi onaylama yetkisine sahip olmaya devam edecek, Cumhurbaşkanını, yardımcılarını ve bakanları görevleri ile ilgili bir suçtan dolayı soruşturabilecek, Meclisin salt çoğunluğu ile soruşturma önergesi verilebilecek,  5’te 3 çoğunluğu ile Soruşturma Komisyonu kurulabilecek, 3’te 2’sinin gizili oyu ile Yüce Divan kararı alabilecek, Meclis Araştırması, Meclis Soruşturması ve Soru önergeleri ile yürütmeyi denetleyebilecek” açıklamasında bulundu.

“BİRLİKTE SEÇİM İLKESİ İLE DEVLET YÖNETİMİNE DENGE VE UZLAŞMA GELİYOR”

Anayasa değişikliği teklifinde Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili seçimlerinin birlikte yenilenebileceğinin düzenlendiğini belirten Tunç; “Cumhurbaşkanı Milletvekili seçimlerini yenileme kararı alırsa, kendi görevi de son bulacak, TBMM de Cumhurbaşkanlığı seçimlerini yenileme kararı aldığında, Milletvekili seçimleri yenilenecek. Birlikte seçime gidilerek sistemin tıkanması önlenecek, bu durum, Cumhurbaşkanı ile Meclis arasında denge-denetim sistemini getirecek, uzlaşmayı sağlayacak” ifadelerinde bulundu.

“KUVVETLER AYRILIĞI GÜÇLENİYOR”

“Değişiklik gerçekleşir ve M-milletimiz de referandumda onayladığı takdirde Yasama, Yürütme ve Yargı birbirinden daha bağımsız olacak” diyen Tunç;  “Bakanlar, Cumhurbaşkanınca Meclis dışından atanacak, Milletvekili bakan atanırsa Milletvekilliği sona erecek. Yürütme kanun teklif edemeyecek, Cumhurbaşkanı kararname çıkarabilecek böylece, yürütme ile ilgili hususlarda daha hızlı ve etkin karar alabilecek, Cumhurbaşkanlığı kararnamesi kanunlara aykırı olamayacak, Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile kanun arasında farklılık varsa kanuna üstünlük tanınacak. Temel hak ve Özgürlükler konusunda Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarılamayacak. Kanun teklif etme ve bütçeyi onaylama yetkisi Mecliste olacak, Meclisin denetim yetkisi devam edecek. Cumhurbaşkanı ve bakanların yürütme ile ilgili işlemleri yargı denetimine tabi olacak, Mecliste en fazla üyeye sahip iki partinin Kanunların, TBMM İçtüzüğünün ve Cumhurbaşkanı Kararnamelerinin iptali için Anayasa Mahkemesine başvurabilecek” açıklamasında bulundu.

“SIKIYÖNETİM KALKIYOR, OHAL YENİDEN DÜZENLENİYOR”

Anayasamızın hazırlandığı dönemin ve vesayetçi anlayışın izini taşıyan sıkıyönetim uygulamasının Anayasadan çıkarılmakta olduğunu dile getiren Tunç;  “Sıkıyönetimi gerektiren haller OHAL ilanı sebepleri arasına alınıyor. Cumhurbaşkanınca OHAL ilanı kararı verilirse, aynı gün Resmi Gazetede yayımlanacak ve aynı gün TBMM’nin onayına sunulacak. OHAL’in gerekli kıldığı konularda çıkarılan Cumhurbaşkanı kararnameleri aynı gün Meclise sunulacak ve Meclis 3 ay içerisinde onaylamaz ise hükümsüz kalacak” dedi.

“BÜTÇE VE KESİN HESAP HAZIRLAMA YETKİSİ YÜRÜTMENİN ONAYLAMA YETKİSİ YASAMANIN OLUYOR”

“Cumhurbaşkanlığı sisteminde kanun teklif etme yetkisi milletvekiline verilmektedir” diyen Tunç; “Ancak, Cumhurbaşkanına istisna olarak, bütçe kanununu hazırlama ve sunma yetkisi ve görevi verilmektedir. Bütçe Meclisin onayıyla kabul edilebilmektedir. Kuvvetler ayrılığı ilkesinin korunması ve yürütmede istikrarın devamı için, bütçe kanununun yürürlüğe konulamaması halinde bir önceki yılın bütçesinin yeniden değerleme oranında artırılarak yürürlüğe konması hükme bağlanmaktadır. Bu düzenleme, bütçenin süresinde yasalaşmaması nedeniyle yaşanabilecek sistem tıkanıklıklarını önleyecek olması bakımından dengeleyici bir işlev görecektir” şeklinde konuştu.

“CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMLERİNDE SİYASİ PARTİLERİN ROLÜ ARTIYOR”

AK Parti Bartın Milletvekili Yılmaz Tunç açıklamasında: “40 yaşını doldurmuş, her Türk vatandaşı, yüksek öğrenim görmüş ve seçilmeye engel bir mahkumiyeti yoksa Cumhurbaşkanı adayı olabilecektir. Demokratik siyasi hayatın vazgeçilmez unsuru olan Siyasi partilerin Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde etkisi artırılmakta ve Cumhurbaşkanlığına, siyasi parti grupları, en son yapılan genel seçimlerde toplam geçerli oyların tek başına veya birlikte en az yüzde beşini almış olan siyasi partilerin aday gösterebilmesi sağlanmaktadır. Ayrıca, demokratik katılımın artırılması amacıyla en az yüz bin seçmen tarafından da Cumhurbaşkanlığına aday gösterilmesi imkânı tanınmaktadır” dedi.

“CUMHURBAŞKANI SEÇİLEN KİŞİNİN PARTİSİ İLE İLİŞKİSİ DEVAM EDECEK”

2007 yılında Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesine yönelik referandumdan sonra artık Cumhurbaşkanının sembolik bir makam olmaktan çıktığını, halka karşı icrai ve siyasi sorumluluğu olan bir makam haline geldiğini dile getiren Yılmaz Tunç, “bu nedenle Cumhurbaşkanı seçilen kişinin partisiyle ilişiğinin kesilmesine yönelik düzenleme kaldırılmaktadır. Böylelikle doğrudan halk tarafından seçilen ve esasen siyasal bir kişilik olan Cumhurbaşkanının bir siyasi partiyle ilişki kurması mümkün hale getirilmektedir” ifadelerinde bulundu.

“MİLLİ GÜVENLİK KURULU YENİDEN YAPILANIYOR”

Hükümet sistemi değişikliğine bağlı olarak Milli Güvenlik Kuruluna Cumhurbaşkanı yardımcılarının da katılacağının düzenlenmekte olduğunu söyleyen Tunç; “İçişleri Bakanlığına bağlanarak askeri görevlerine son verilmesi ve Genelkurmay Başkanı ve diğer kuvvet komutanlarının Milli Güvenlik Kurulunda bulunmaları nedeniyle Jandarma Genel Komutanı Kuruldan çıkarılmaktadır. Ayrıca Milli Güvenlik Kurulu gündeminin Cumhurbaşkanı yardımcıları ve Genelkurmay Başkanının önerileri de dikkate alınarak Cumhurbaşkanınca düzenlenmesi ve Cumhurbaşkanının katılamadığı Milli Güvenlik Kurulu toplantılarına Cumhurbaşkanı yardımcısının başkanlık etmesine ilişkin düzenleme yapılmaktadır” dedi.

“DİKTA İDDİALARI ALGI YÖNETİMİNDEN İBARET OLUP, TAMAMEN GERÇEK DIŞIDIR”

Yılmaz Tunç, açıklamalarının devamın da şöyle konuştu:

“Mevcut Anayasamıza göre Cumhurbaşkanı sorumsuzdur. Vatana ihanet dışında yargılanamaz. Anayasa değişikliği ile ise Cumhurbaşkanı, yardımcıları ve bakanlar için cezai sorumluluk getiriliyor. Cumhurbaşkanının herhangi bir suç işlediği iddiasıyla Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından üye tam sayısının salt çoğunluğunun vereceği önergeyle soruşturma açılması talebi, üye tamsayısının beşte üçünün oyuyla soruşturma açılmasına karar verilmesi ve üye tam sayısının üçte ikisinin gizli oyu ile Yüce Divanda yargılanması kararının verilebilmesi hükme bağlanıyor. Yüce Divan tarafından seçilmeye engel bir suçtan mahkûm edilen Cumhurbaşkanının görevinin sona ereceği düzenleniyor. 5 yılda bir seçilerek gelen, başarılı ise ikinci kez seçilebilen ve sadece iki dönem için seçilen, kanun teklif etme yetkisi bulunmayan, bütçenin onaylanmasında Meclis’e muhtaç bulunan, Görevde iken veya görevi bitse dahi, Meclisi Soruşturması ile Yüce Divan yargılamasına tabi bulunan, çıkardığı kararnameler ve yaptığı işlemler yargı denetimine tabi olan bir kişinin diktatör olacağını iddia etmenin hiçbir inandırıcılığı yoktur.”

“YÖNETİMDE İSTİKRAR KALKINMAYI HIZLANDIRACAK”

Çok partili demokratik siyasi hayatımızda parlamenter hükümet sistemi nedeniyle her 1,5 yıla bir hükümet düşmektedir. Bu da siyasi istikrarsızlığa ve ekonomik krizlere yol açmakta, ekonomik krizler güvenlik sorunlarını tetiklemekte, güvenlik sorunları vesayet kurumlarını güçlendirmekte, vesayetçi anlayış belli aralıklarla darbelere yol açmakta, demokrasimizi zayıflatmakta, ülkemizin iç sorunları ile boğuşması nedeniyle, dış politikada etkisizleştirmektedir.  Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminde ise koalisyon ihtimali yoktur ve istikrar üretir. İstikrarın sonucu da kalkınmadır, halkın refahının artması, ülke ekonomisinin katlanarak büyümesi demektir.

“ÜNİTER YAPIMIZA UYGUN MİLLİ VE YERLİ BİR HÜKÜMET SİSTEMİ”

 Devletimizin şekli Cumhuriyetin temel niteliklerini ve üniter yapımızı koruyan, yasama ve yürütmenin belirlenmesinde milli iradenin doğrudan etkili olduğu bir sistemi getiren, kuvvetler ayrılığı ilkesini gözeten ve devlet organları arasında uyumu amaçlayan, demokratik ülkelerde uygulanan hükümet sistemlerinden elde edilen tecrübeler ve ülkemizin demokratik siyasi hayat tecrübesinden faydalanılarak hazırlanan Cumhurbaşkanlığı sistemi Türkiye’ye özgü milli ve yerli bir hükümet sistemidir.”