Psikososyal Destek Hattı devrede

Sağlık İl Müdürlüğü koronavirüsün insanlar üzerinde oluşturduğu psikolojik etkiler ile mücadele etmek amacıyla Psikososyal Destek Hattı kurdu. Vatandaşlar, 0 378 228 36 55 Dahili: 1139, Merkez İlçe Toplum Sağlığı Merkezinde ise 0 378 228 18 07 Dahili:124 numaralı telefonlardan psikolog ve sosyal çalışmacılarla görüşüp psikolojik destek alabilecek. Hatta, hafta içi her gün 09:00-17:00 saatleri arasında ulaşılabilecek.

Psikososyal Destek Hattı devrede

Sağlık İl Müdürlüğü koronavirüsün insanlar üzerinde oluşturduğu psikolojik etkiler ile mücadele etmek amacıyla Psikososyal Destek Hattı kurdu. Hattın hafta içi her gün 09:00-17:00 saatleri arasında hizmet verdiğini ifade eden Müdürlük, “İl Sağlık Müdürlüğü koronavirüsün insanlar üzerinde oluşturduğu psikolojik etkiler ile mücadele etmek amacıyla “Psikososyal Destek Hattı” kurmuştur. Vatandaşlar İl Sağlık Müdürlüğünde 0 378 228 36 55 Dahili: 1139, Merkez İlçe Toplum Sağlığı Merkezinde ise 0 378 228 18 07 Dahili:124 numaralı telefonlardan psikolog ve sosyal çalışmacılarımızın görev yaptığı “Psikososyal Destek Hattı”na hafta içi her gün 09:00-17:00 saatleri arasında ulaşabileceklerdir.  Bilindiği gibi ruh ve beden sağlığı bir bütündür. Hastalıklar mücadeleyi biyolojik açıdan sürdürürken, işin psikolojik boyutunu da dikkate almak hastalıkla başa çıkmayı kolaylaştırabilmektedir” dedi.

“Salın korkusu, korku salgınına dönüştü”

Vatandaşlarla yüz yüze görüşmede bir telefon kadar onlara yakın olduğunu belirten Müdürlük şöyle devam etti:

“Hepimiz biliyoruz ki bilinmezlik ve belirsizliğin çoğalması, korku ve kaygının aşırı yükselmesi, insanların yaşam sevincinin azalması, stres seviyesinin artması panik havasının oluşması, vb. psikolojik faktörler biyolojik bağışıklığımızı ve direncimizi düşürebilmekte; tıpkı uykusuzluk, yorgunluk, beslenme hataları vb sebeplerden dolayı vücudumuzun tesire açık hale gelmesi gibi bağışıklık sistemimizi aciz kılabilmektedir. Koronavirüste “salgın korkusu” neredeyse bir “korku salgınına” dönüştü, bir çoğumuzu aşırı düzeyde kaygılandırdı . Öncelikle korkmak anormal bir durum değil. Gayet normal. Burada ölçülü olmak esas. Hatta korkmamak bile bir problem aslında. Yapıcı ve yıkıcı 2 tür korku var. İnsanların gerekli tedbirleri alacak kadar korkması sağlıklı yapıcı bir korku ve olması istenen, beklenen bir durum. Lakin kişinin gerekli tedbirleri almasını engelleyecek kadar korkudan uzak olması veya tam tersi, aşırı korku sebebiyle günlük rutinini de bozması ve uzun süreli olarak bundan aşırı düzeyde etkilenmesi de beklemediğimiz istemediğimiz bir durum. Yani hiç elini yıkamayan kadar ellerini yara edecek kadar sürekli yıkayan kişilerin süreci sağlık açısından düşündürücü.

“Yüz yüze görüşemesek de bir telefon kadar yakınız”

Eğer korkuyu yönetemezsek korku bizi yönetmeye başlar ki bu da bizler için sorun olabilir. Yani psikolojimizin etkilenmemesi anormal, ama aşırı etkilenmesi de anormal. Güvenli etki aralığında kalmak daha sağlıklı olacak. Vatandaşlarımız salgın hastalık sürecinde ortaya çıkabilecek olası psikolojik tepkilerin neler olduğu, kendisini daha iyi hissetmek için neler yapabileceği, covid19’un çocuklara nasıl anlatılabileceği, belirsizlik, yalnızlık hissi, geleceğe yönelik umutsuzluk, korku, çaresizlik, endişe, eski alışkanlıklara özlem, olumsuz düşüncelere odaklanma gibi durumlara karşı baş etme becerilerinin nasıl güçlendirilebileceği gibi sorulara bu hatlar üzerinde cevap bulabileceklerdir.”