Orta Doğu'nun dünü ve bugününü anlatılar

Bartın Üniversitesi Çeşm-i Cihan Sohbetlerinin onuncusu Öğr. Gör. İhsan Aktaş'ın verdiği 'Orta Doğu: Aktörler ve Değişen Dengeler' adlı konferansla gerçekleştirildi.

Orta Doğu'nun dünü ve bugününü anlatılar

Bartın Üniversitesinin geleneksel hale getirdiği Çeşm-i Cihan Sohbetlerinin onuncusu GENAR Genel Müdürü, İstanbul Medipol Üniversitesi Öğr. Gör. İhsan Aktaş’ın katılımıyla düzenlendi.

Yoğun ilginin olduğu konferansın açılış konuşmasını yapan Bartın Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Orhan Uzun, ‘Çeşm-i Cihan Sohbetleri’ ile öğrenci ve akademisyenleri alanında yetkin kişilerle bir araya getirmekten duyduğu mutluluğu dile getirdi.

“Ceşm-i Cihan Sohbetleri yolculuğumuzun onuncu durağındayız”

Rektör Uzun, “Bilimsel, sosyal ve kültürel zenginliğimiz konusunda farkındalığı arttırmayı amaçlayarak çıktığımız ‘Ceşm-i Cihan Sohbetleri’ yolculuğunun onuncu durağındayız. Diğer tüm etkinliklerimizde olduğu gibi sevgili öğrencilerimizin en önemli bileşeni olduğu Bartın Üniversitesi ailesini ve şehrimizi alanında uzman ve çok önemli görüşlere sahip konuklarımızla bir araya getirmenin mutluluğunu yaşıyoruz.” dedi.

“Orta Doğu’da insanlar yüzyıllar boyunca huzur ve barış içinde yaşadı”

“Orta Doğu” kavramı çok uzun zamandır kanla, kaosla ve geri kalmışlıkla birlikte anıldığını belirten Rektör Uzun, “Ne yazık ki yakın tarihe bakıldığında Orta Doğu namına çok pozitif şeyler söylemek mümkün değildir. İç savaşlar ve terör örgütlerinin eylemleri yüzünden bir coğrafya neredeyse zihinlerde karanlık bir yere denk gelmektedir. Uluslararası gündemin bizlere verdiklerinden uzaklaşıp, tarihi geriye sardığımızda ise Orta Doğu’nun barışı ve huzuru temsil ettiği zamanları görebiliyoruz. Özellikle Osmanlı Devleti döneminde, Orta Doğu coğrafyasında bir barış ortamının varlığını görebiliyoruz. Böyle bir iklimde, insanlar yüzyıllar boyunca huzur ve barış içinde yaşadı.” diye konuştu.

“Sınır ötesi harekâtlarımız huzur ve barışı sağlamaya yönelik olmuştur”

Rektör Uzun, Orta Doğu’da yaşananlara üzüntüyle şahit olunduğunun da altını çizerek, “Orta Doğu’da Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde devletimizin bölgede kalıcı barışı tesis etmek için çok yoğun çabalarını görebiliyoruz. ‘Fırat Kalkanı Harekâtı’, ‘Zeytin Dalı Harekâtı’ ve ‘Barış Pınarı Harekâtı’ da bu kapsamda bölgeye huzur ve barışı sağlamaya yönelik kararlılığın en önemli göstergeleridir. Ne mutlu bize ki bunun farkında olan bölge insanları ülkemizin bayrağını gördükleri her yerde barışı ve huzuru simgelediğinin farkında olmaya başladılar. Ülkemiz Orta Doğu’nun değişen dengelerinde barışı ve huzuru önceleyerek gönülleri fethetmeye devam etmektedir.” ifadelerini kullandı.

“Biz her zaman hedef olduk”

Açılış konuşmasının ardından “Orta Doğu: Aktörler ve Değişen Dengeler” adlı konuşmasını yapan Öğr. Gör. İhsan Aktaş, Orta Doğu’da yaşananları özetleyerek, asıl hedefin geçmişte Osmanlı şimdi ise Türkiye olduğunu söyledi.

Aktaş, konuşmasını Amerika Birleşik Devletleri'nin 42. Başkanı Bill Clinton’ın Türkiye’ye yaptığı bir ziyarette söylediklerine de dayandırarak, “ABD başkanı Bill Clinton Türkiye’ye geldiğinde 2 önemli konuya dikkat çekmişti. İlki, 1. Dünya Savaşı: Osmanlı topraklarını paylaşmak için yapılan bir savaştı. Diğeri ise 2. Dünya Savaşı: Bu toprak paylaşımının adaletli olup olmadığı üzerine yapılan bir savaştı. Aradan geçen 50 yılda ise hikâye hala Osmanlı topraklarını paylaşımı üzerine devam etti. Bill ‘Ülkeniz o kadar stratejik ve jeopolitik bir konumda ki ne zaman dünya haritasını açsam gözümün ortasında duruyor’ dedi. 6. yüzyıldan itibaren yönünü batıya dönen Türkler sürekli göç ederek dönüp dolaşıp kainatın en kıymetli yarımadası olan Türkiye Cumhuriyeti’nde durmuşlardır. Bu nedenle hep hedef olmuşlardır.” dedi.

“Filistin’de zulüm varsa dünyada adalet yoktur”

Orta Doğu’da yaşanan üzendin Filistin konusuna değinen Aktaş, “Soğuk savaş döneminde batılı sömürgecilerin etkisiyle Orta Doğu’da birçok küçük devletler oluşmuştur. Orta Doğu’nun şeklini belirleyen ve bugünkü ıstıraplarının dinmemesine neden olan İsrail’in varlığıdır. Filistin’de zulüm varsa dünyada adalet yoktur. Orta Doğu’daki bütün gelişmeleri şekillendiren İsrail’in güvenliğini korumak amacıyla olmuştur. İsrail’in güvenliği için neredeyse her şey yapılmıştır.” diye konuştu.

“Türkiye demokrasisi örnek olmuştur”

Aktaş, 17 Aralık 2010 tarihinde Tunus’ta bir gencin kendini yakmasının ardından ‘Arap Baharı’ protestolarına da değinerek, “Tunus’ta seyyar satıcılık yapıp sebze ve meyve satıcılığı yapan bir kişinin kendini yakmasıyla Arap Baharı başladı. Arap Baharı üstüne kafa yoran insanlar ve makale yayınlayan akademisyenler var. Şu da unutulmamalıdır: Demokrasi konusunda, din ve vicdan hürriyeti konusunda Türkiye, Arap Baharı’nın etkili olduğu ülkelerde her zaman örnek olmuştur, etki oluşturmuştur.” şeklinde konuştu.

“Türkiye, Suriye’nin toprak bütünlüğünden yanadır”

Terör örgütlerinin din kisvesi altında en çok İslam’a zarar verdiklerini vurgulayan Aktaş, “Suriye’de terör örgütleriyle devlet düzeyinde mücadele eden tek devlet Türkiye’dir.” dedi.

Aktaş, Türkiye olarak 15 Temmuz hain darbe girişimi sırasında bir zaman kaybı yaşansa da sınır ötesi harekâtlarıyla bölgedeki gücünü yeniden gösterdiğini de kaydederek, “Türkiye Cumhuriyeti, Suriye’nin toprak bütünlüğünün korunmasında, gerek terör grupları ile mücadele ederek gerek ise müzakere yoluyla mücadelesine devam edecektir.” diye konuştu.

Etkinlik, soru ve cevapların alınmasının ardından son buldu.