Köpeğe cinsel saldırı davasında ikinci duruşma yapıldı

Bartın'da köpeğe cinsel saldırı davasının ikinci duruşmasında yargılanan 66 yaşındaki M.D, cep telefonu kamerasıyla kendisinin görüntüsünü çekenlerle husumetli olduğunu ve altında pantolon değil lastikli don olduğunu söyledi. Hayvan Hakları Derneklerinin avukatlarının da bulunduğu duruşmada sanığın iktidarsızlık raporunun alınması talebinin reddedilirken M.D'in adli kontrol kararının kaldırılmasına karar verildi.

Köpeğe cinsel saldırı davasında ikinci duruşma yapıldı

Köpeğe cinsel saldırı davasının ikinci duruşması Bartın Adliyesinde görüldü. Duruşmaya görüntüleri çeken komşusu B.K ile S.P, dernek avukatları ile davaya müdahil olma talepleri kabul edilen Bartın Hayvanları Koruma ve Yaşatma Derneği, Bartın Çevre ve Kültür ve Doğa Varlıkları Derneği, Hayvan Hakları ve Etiği Derneği ile Cinsel Şiddetle Mücadele Derneği temsilcileri katıldı. Görüntüleri çeken S.P’nin tanık olarak dinlendiği duruşmada S.P, “Annemle birlikte tarlaya gidiyorduk, o sırada sanık M.D’yi kendi tarlasında uzaktan gördük. Biz kendi tarlamızdan döndüğümüz sırada, hani bir köpeğe araba çarptığı zaman bir çığlık sesi duyduk. Sonra oraya doğru yöneldik. Baktık M.D köpeğin üzerinde gidip geliyordu. Sonra kaydı bitirdikten sonra M.D bizi gördü. Bizde ne yapıyorsun dediğimizde anneme sinkaflı cümleler kullandı. Sonra bizde muhtara ve jandarmaya haber verdik. Kendisiyle bir husumetimiz olmadı” olayı ifadeleriyle anlattı. 

“Bizi fark ettiğinde pantolonunu yukarıya çekiyordu”

Duruşmada dinlenen bir diğer tanık B.K ise  “Biz kendi tarlamıza gittik sonra dönüşte, köpeğin çığlıklarını duyduk. Oğlum cep telefonu ile görüntü çekmeye başladı. O sırada uzaktan gördüğümüzde köpeğin üzerinde oynayan ve gidip gelen M.D’yi gördük. Bizi fark ettiğinde pantolonunu yukarıya çekiyordu. Bana sinkaflı cümleler kullandı. Canın istiyorsa gel seni de yapayım. Köpek tarlaya kesinlikle giremez orada her yerde tel var. Kapıda da asma kilit var. O köpek oraya getirilmiş” şeklinde konuştu.

“Üzerimde pantolon yoktu, lastikli don vardı”

Hakim,  tanıkların ifadelerini sorunca da M.D  “Benim tanıklarla husumetim var. Benim kendime ait bahçemde kimsenin giremeyeceği teller var. Ama köpek tellerin altını kazarak, benim bahçeme gelmiş, tanıkların beyanlarını kabul etmiyorum. Yalan söylüyorlar bunlar benim zamanında bahçemdeki ağaçları kesti. O gün üzerimde  pantolon yoktu, lastikli don vardı” sözleriyle kendini savundu.

Hayvan hakları dernekleri en üst dereceden ceza talep etti

Duruşmada tanık beyanlarını kabul etmedik ifade eden M.D’nin avukatı, görüntülerin yüksek çözünürlükteki teknoloji ile yeniden incelenmesi ile sanığın iktidarsız olduğunun tespitini talep etti. Duruşmada davaya müdahil olan derneklerin avukatları ise sanığın iktidarsız olduğunu iddia etmesi köpeğe yapılan filin alenen cinsel saldırı olduğu gerçeğini değiştirmeyeceği ile Türkiye'de hayvanlara yönelik şiddetin önlenmesi için çıkartılan yasanın yürürlüğe girdikten sonra ilk olayın Bartın'da yaşandığını o yüzden davadan çıkacak kararın emsal bir karar olacağını belirterek, M.D.'ye en üst dereceden ceza verilmesini talep etti.

İktidarsızlık raporu talebi reddedildi

Hakim duruşmayı ertelerken, görüntülerin teknik incelemesi ve sanığın iktidarsızlık raporunun alınması talebinin reddederken, M.D’in adli kontrol kararının kaldırılmasına karar verdi.  

Dernekler: “Tanıklar ilk ifadeleriyle uyumlu beyanda bulundular”

Duruşma bittikten sonra dernek üyeleri adliye binası önünde basın açıklaması yaptı.  Bartın Hayvanları Koruma ve Yaşatma Derneği Başkanı Başkan Yardımcısı Gökben Sakarya şu ifadelerde bulundu:

“25 Temmuz 2021 günü, M.D. isimli şahıs, Bartın Kayadibi Çavuş Köyü’nde bir kişinin sorumluluğu altındaki bir köpeğe tecavüz etti. Fail hakkındaki şikayet üzerine gözaltına alındı ve tutuklandı. Ancak fail sadece 7 gün tutuklu kaldı sonrasında ev hapsi kararı ile yargılanmaya devam etti. Geçtiğimiz Aralık ayında ise ev hapsi kararı da kaldırıldı ve fail hakkındaki adli kontrol tedbiri her ayın 15. günü imza atma şeklinde düzenlendi. Bugün (23 Şubat 22) görülen duruşmada ise Hakim sivil toplum kuruluşlarının davaya katılma taleplerini reddetti ve 15 günde bir imza atma adli kontrol kararını da kaldırdı. Dava 24 Mayıs saat 14.45’e ertelendi. Sanığın iktidarsız olduğuna dair rapor alınması talebi ise reddedildi. Bu duruşmada dinlenen tanıklar ilk ifadeleriyle uyumlu beyanda bulundular.

“M.D’nin bu akıl almaz savunmaları kabul edilebilir değil”     

Fail M.D hakkında yürütülen soruşturma kapsamında olaya şahit olan, kanıt olarak sunulan videoyu çeken ve bağırma seslerini duyan kişilerin, M.D’nin cinsel organını dışarıda ve hayvanın üzerinde gördüklerine dair ifadelerine dayanılarak bir iddianame hazırlandı ve savcı failin cezalandırılması istedi. Geçtiğimiz duruşmada fail kendini “uyurken bir anda yuvarlanarak hayvanın üzerine düştüğünü”,  iktidarsız olduğunu” söyleyerek savunmaya çalıştı. İlk ifadesinde de “zaten köpek erkekti”, üzerime iftira atıldı diyen M.D’nin bu akıl almaz savunmaları kabul edilebilir değil.

“Hayvanların hayatında değişen bir şey yok”

İfadelere ve videoya dayanarak failin köpeğe cinsel saldırıda bulunduğu açık olmasına rağmen bu şahıs  cezasızlıktan faydalanıyor ve aramızda dolaşıyor. 14 Temmuz'da Hayvanları Koruma Kanunu'nda ve TCK'da hayvanları ilgilendiren bazı değişiklikler yapıldı. Yasa yapıcılar tarafından "devrim niteliğinde" olduğu söylenen bu yasa uygulamada hiçbir şeyi değiştirmedi çünkü failler hala serbest. Yasa değişikliğinden önce ise hayvana tecavüzün ve şiddetin cezası sadece idari para cezasıydı. Yapılan değişiklik ile kanuna  ’Hayvanlara cinsel saldırıda bulunan veya tecavüz eden kişi altı aydan üç yıla kadar hapis ve yüz günden az olmamak üzere adli para cezası ile cezalandırılır’’ maddesi eklendi. Ancak Türkiye’de 3 yılın altındaki cezalar ertelenebiliyor, yasa yapıcılar bunu bilmelerine rağmen “hayvana tecavüze, şiddete hapis cezası geliyor” diyerek yasanın reklamını yaptılar. Geldiğimiz noktada görüyoruz ki bu karar sadece toplumsal tepkiyi baskılamak için alındı çünkü hayvanların hayatında değişen bir şey yok.

“İhlaller adli vaka bile olamıyor”

Hayvanlar hukuk önünde hala birer nesne olabilir ancak biliyoruz ki hayvanlar hissedebilen duygulu, bilinç sahibi varlıklardır ve yaşama, özgür olma, şiddetten uzak olma, beden dokunulmazlığı gibi en temel hakları korunmalıdır. Türkiye’de hayvana şiddet çok yaygın olmasına rağmen cezalar yetersiz, aksine failler bu cezalar ile resmen ödüllendiriliyor. Bu şiddet olaylarının çok büyük bir kısmı ortaya bile çıkmazken, kanıt sağlanan vakalarda bile sanıklar cezalandırılmıyor. Eğer hayvanın sorumluluğunu alan biri yoksa, suçüstü olmayan durumlarda, şikayet hakkı Tarım Bakanlığı’na ait. Yani sokakta yaşayan hayvanların yaşadıkları hak ihlalleri için vatandaş şikayetçi olamıyor ve bakanlık da işini yapmadığı için bu ihlaller adli vaka bile olamıyor.

“Göstermelik adaletini değil, gerçek adalet istiyoruz”

Türkiye’de cinsel şiddet hükümet politikaları ile güçlenirken tecavüzcüler “iyi hal indirimi” ile mükafatlandırılıyor. Tabi ki hayvanlar da bu politikalardan etkileniyor. Bugün Türkiye’de hayvana tecavüz üstü örtülen çok yaygın bir şiddet biçimi. Geçtiğimiz Temmuz’da yapılan değişikliğe kadar Hayvanları Koruma Kanunu’nda hayvana tecavüz “hayvanla cinsel ilişki” olarak tanımlanıyordu. Bu tanım yapılan değişiklik ile cinsel saldırı olarak değiştirilse de hayvana tecavüze olan bakış açısını çok iyi özetliyor. Bugün Türkiye’de ineklerin, koyunların, köpeklerin, kedilerin, tavukların, kazların, eşeklerin… cinsel şiddete maruz bırakıldığını biliyoruz ancak erkekliğin dokunulmazlığı yüzünden bu şiddetin üstü örtülüyor.  Hayvana yönelik şiddetin son bulması için koruyucu ve önleyici çalışmalara ve caydırıcı cezalara ihtiyacımız var. Yıllardır talep ettiğimiz gibi hayvana yönelik cinsel istismar ve şiddet fiillerine hapis cezası gelmeli bunun için de ceza alt sınırı 3 yıl olarak belirlenmelidir.

Hayvanlar neşeyi, hüznü, acıyı, sevgiyi bizler gibi belki de bizlerden çok daha derin bir şekilde deneyimlerler. Hayvanlara yaşattığımız her acı onlarda iyileşmesi zor yaralar açıyor. Yasalar önünde hayvanlar hala birer mal olsa da hayvanlar bizler için hakları olan bireyler ve hakları geri verilene kadar hayvanlar için verdiğimiz mücadeleyi sürdüreceğiz. Bu davanın da sonuna kadar takipçisi olmaya devam edeceğiz. Çünkü bu sistemin göstermelik adaletini değil, gerçek adalet istiyoruz.”