Kadının yüzü solarsa ülke kararır

CHP Bartın Milletvekili ve Anayasa Komisyonu Üyesi Av. Aysu Bankoğlu, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü vesilesiyle CHP Amasra Kadın Kolları üyeleri ile kahvaltıda buluştu. Ardından, Bartın Kadın Platformu'nun düzenlediği yürüyüşe katıldı. Bankoğlu 'Kadının yüzü solarsa ülke kararır.' dedi.

Kadının yüzü solarsa ülke kararır

CHP Bartın Milletvekili ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Anayasa Komisyonu üyesi Av. Aysu Bankoğlu, geçtiğimiz hafta sonu Bartın'da tekstil ve saya atölyelerine ziyaretlerde bulundu. Ağırlıklı olarak kadın emekçilerin bulunduğu fabrikaları seçtiğini belirten Bankoğlu, Pazar günü ise Amasra Belediyesi'nin de desteğiyle, Cumhuriyet Halk Partisi’nin Kadın Kolları üyeleri ile Amasra'da düzenlenen kahvaltıda bir araya geldi. Amasra Belediye Başkanı Recai Çakır da etkinlikte yer aldı.

 

Bankoğlu, Türkiye’nin ağır koşullar altında çok zor bir dönemden geçtiğini belirtirken “8 Mart’ı son derece buruk duygularla karşıladık. Türkiye’nin içinde bulunduğu ekonomik buhrandan nefesi kesilmiş olan yurttaşlarımız, geçim sıkıntısı ile mücadele verirken evlatlarının geleceği adına korku içinde. İnsanlar, genç işsizliğin tarihi zirvesini yaptığı bir ülkede, Kanal İstanbul masalı dinlemekten bezmiş vaziyette. Suriye’de son bir ayda, 55 askerimiz şehit olmuştur. Kötü siyasetinin bedelini işsizlik, açlık, hukuksuzlukla ödeten AKP’nin ödettiği en ağır bedel, Mehmetçiği etkilemektedir. Annelerin, babaların, kardeşlerin, eş ve evlatların canından can koparmaya devam etmektedir. Her şehitle bizlerin ciğeri solarken, AKP hükümeti, Şehitler Tepesi’ni büyütmeye çalışmaktadır. Söyleyecek sözü olmayanlar, hamasi siyasete, edebiyat yapmaya devam etmektedir. 36 şehidin ardından iki gün ortalarda görünmeyip sonra da güle eğlene ekonominin ve turizmin ne kadar iyi gittiği masalını anlatırsınız, insanların sabrını zorlamış olursunuz.

 

AKP hükümeti ile ortağı iş yapmayı bir kenara bırakmış ve sadece kavga siyasetiyle uğraşmaktadır. Başta CHP olmak üzere muhalif gazeteciler, gençler, kadınlar, birkaç Arap ülkesi hariç pek çok ülke, bu kavga siyasetinin öznesidir. Hukuk ve adalet, Saray’dan işletilen kurumlara dönüştürülmüştür. Kendi gibi düşünmeyen herkesi FETÖ’cü ilân eden hastalıklı bir zihniyeti normalleştirmeye çalışmaktalar.” dedi.

 

CHP Amasra Kadın Kolları ile buluşmalarında, kadının iş gücüne katılımındaki sıkıntılar, Türkiye’de gittikçe derinleşen ekonomik buhran ve işsizlik, çocukların ve gençlerin geleceğinden umutsuz olduğu bir ülke ile her geçen gün artan kadına karşı şiddet konularına değindiklerini belirten Bankoğlu, “Kadının yüzü solarsa, ülke kararır. Bizler özel günlerde samimiyetsiz mesajlarla kadını, çocuğu, yaşlıyı pohpohlayıp masallar anlatmayız. Bunu adet edinmiş bir hükümet var karşımızda. Artık bütün ülke biliyor ki, üretim ekonomisi yaratmak, kadını koruyan, kadına kazandıran politikalar geliştirmek, hukukta gerekli düzenlemeler yaparak kadının yerini sağlamlaştırmak, ne yazık ki, AKP’nin ilgi alanında değildir. En önemli konuları, Kanal İstanbul masalına milyar dolarlar gömerek yandaşa ve akrabaya yeni kazanç kapıları açmaktır. Kadınlar, ölen evlatlar istemiyor. Kadınlar, çocuğunu aç yatırmak istemiyor. Kadınlar, şiddete göz yuman bir hükümetin esiri olmak istemiyor. Hükümet, tıpkı gençler gibi kadınlardan da çok korkuyor. Zaten kimden korkuyorsa orayı, o kişileri bastırmaya çalışıyor.” dedi.

 

Bankoğlu, AKP hükümeti ve ortağının ekonomiden adalete, eğitimden dış politikaya kadar tüm eleştiri ve önerilere karşı başını kuma gömmeye devam ettiğini belirtirken “Bugün, tüm kurumlarda liyakatin yokluğunun bedeli ödeyen bir ülkeyiz. İş bilmemenin, işi bilene sormamanın, görüşlere ve tavsiyelere kulak asmamanın bedelini ülkece ödüyoruz. AKP’nin akraba kayırmacılığıyla, eş dost ilişkisiyle, cemaat ortaklıklarıyla iş görme çabaları ısrarla devam ederken ‘gelişmek, ilerlemek, düzelmek’ mümkün değildir. Düşman bellediğiniz muhalefet, bu ülkenin yarısından fazla yurttaşının Türkiye Büyük Millet Meclisi’ndeki yüzüdür, sesidir. Bu bölücü tavır, ülkemizi ancak çıkmaza sokmuştur. Kadınlar işte tam da bu noktada “yeter artık” diyor. Önce insanca yaşamak istiyor.

 

Yaşlılar, gençler, çocuklar ve en çok da kadınlar saygı görmek istiyor. Sözde değil özde bir samimiyet, vicdanlı bakış ve tabii ki hizmet bekliyorlar. Önce yurttaşını düşünen, ülkenin yarısı aç uyurken Kanal İstanbul hayallerine dalmamış bir yönetim anlayışı bekliyor. Bunları iktidara oy vermiş yurttaşlar da aslında bekliyor. Bakın, bugün sırf kendine oy vermeyenleri yakmak için CHP’li belediyeleri ve koca koca şehirleri iş yapılamaz duruma getiren kindar bir yönetim var. Yurttaşlarımız, bu yapılanları sağduyusuyla değerlendiriyor.” açıklamasında bulundu.

 

2018 yılında 440, 2019 yılında 474, bu yılın ilk iki ayında ise 49 kadının öldürüldüğüne dikkat çeken CHP Bartın Milletvekili Aysu Bankoğlu, kadınların ekonomiye katılımı, fırsat eşitliği, eğitim olanaklarından yararlanma ve siyasi katılım oranlarının dikkate alınarak oluşturulan "Cinsiyet Eşitliği Raporu"nda Türkiye’nin 153 ülke içinde 130. sırada olduğuna dikkat çekti. “Bu ülkenin dünyanın en büyük köprüsünden, havalimanından, Kanal İstanbul’dan önce  eşitliğe, eğitime, istihdama, hukuka, can güvenliğine gereksinimi vardır. Eğer hava atmak istiyorlarsa bu konulara öncelik vermeliler. Betona, demire değil.” dedi.

Orta çağ zihniyeti, en büyük tehlikedir

Kadın istihdamının %30’u bile bulmadığını, ekonomik gücü olmayan kadının kendi gücünün de azaldığını sözlerine ekleyen Bankoğlu, “Eğitimi, herkes için eşit koşullara sahip hâle getirmediğiniz sürece, özellikle kız çocuklarının eğitimine destek vermediğiniz sürece Türkiye’ye gerçek anlamda güneş doğmaz. Çocuk  istismarına göz yuman yasa teklifleri hazırlığında olmak, küçük yaştaki kızlarımızın evlenmesine göz yummak, kadınların katledilmesine karşı en ağır cezaları uygulamayıp iyi hâl diye kılıflar bulmak, Atatürk ilkelerinden ve çağdaşlıktan son derece uzak eğitim politikalarını dayatmak, bu felaketleri kaçınılmaz kılıyor. Erkek şiddetine karşı ‘itaat’ tavsiye eden orta çağ zihniyeti, en büyük tehlikedir.”dedi.

 

Bartın Kadın Platformu’nun Amasra’da düzenlediği “Sessiz Yürüyüş”ün katılımcıları arasında da yer alan Bankoğlu, “Biz kadınlar, eşitliği benimseyememiş erkek egemen anlayışın karşısında daima bir sigortayız. Amasra’daki etkinliğimiz sürerken “eşitlik, hak” arayışlarını birlikte şarkılar söyleyerek ifade etmek isteyen kadınlar, İstanbul Taksim’de ise hem devlet hem de erkek şiddetine maruz kalmıştır. Dünyadaki itibarımızı yerle bir etmeye devam eden bu kaba ve orantısız gücü şiddetle kınıyorum” diyerek sözlerini tamamladı.