İleri: 'Süper bono çıkarsa tabuta son çiviyi de çakarlar'

Partisinin örgüt çalışmalarını yerinde değerlendirmek için Bartın'a gelen Memleket Partisi MYK Üyesi Osman Serkan İleri, son yapılan elektrik, doğalgaz ve akaryakıt zamlarını dikkate alarak sonbahar ya da kış aylarında Doların 25 TL'yi göreceğini savundu ve 'Enflasyona endeksi süper bono çıkacak mı, çıkmayacak mı tartışmaları var. Geçen hafta ki Bakanlar Kurulunda böyle bir karar alınacağı düşünülüyordu. Bu süper bonoyu da çıkarırlarsa tabuta son çiviyi de çakarlar' dedi. Genel Başkan Muharrem İnce tarafından açıklanan anket sonuçlarına dikkat çeken PM Üyesi Eşber Atilla da Memleket Partisinin önümüzdeki seçimlerde baraj sorunu olmadığını kaydetti.

İleri: 'Süper bono çıkarsa tabuta son çiviyi de çakarlar'

Memleket Partisi MYK Üyesi Osman Serkan İleri ve PM Üyesi Eşber Atilla, partisinin çalışmalarını yerinde değerlendirmek için Bartın’a geldi. Bartın’daki partililerle bir araya gelen İleri ve Atilla, Memleket Partisi Bartın İl Başkanlığında da bir basın açıklaması gerçekleştirdi. Merkez İlçe Başkanı Hacı Gölbucaklı ve partilerinin bulunduğu açıklamada Memleket Partisinin Türkiye’nin 64 ilinde ve 400’ü aşkın ilçesinde örgütlenmesini tamamladığını ifade eden Osman Serkan İleri,”Örgütsel çalışmalarımızla bütün Türkiye’de devam ediyoruz. Bartın’da da bu bağlamdayız. Partimizi 1 sene önce kurduk ve önce bir siyasal hareket olarak başlattık. Halkımızla bir araya geldik. Bütün toplumu ve bütün Türkiye’yi dolaştık. Oradaki insanlarla birebir irtibat kurduk. Halkın nabzını tuttuk. Bizden ne beklediklerini öğrendik. Bunun sonucunda partileşme kararı aldık. Bundan 1 sene önce Memleket Partisini kurmak için Yargıtay’a başvurumuzu yaptık ve partimizi kurduk. Bu 1 sene içerisinde de Türkiye’nin 64 ilinde ve 400’ü aşkın ilçesinde örgütlenmemizi tamamladık. Büyük kurultayımızı yaptık ve seçime girme hakkını şuanda kazandık” dedi.

“Bu iktidar son perdesine geldi”

Memleket Partisinin oy pusulasında 12. Sırada yer aldığını kaydeden Osman Serkan İleri açıklamasına şöyle devam etti:

“Geçenlerde de pusuladaki sıralama için kuraya girdik. Şuan için pusulada 12. Sırada görünüyoruz. Fakat seçime girmeyen partiler olursa bu partimizi ve logosunu pusulada daha ön sıralara taşıyacaktır. Partimizin bütün kaptanlarınca paylaşılan görüş; Artık bu iktidar son perdesine geldi. Buradan daha fazla gidebileceği bir yer yok. Uzatma dakikalarını oynuyor. Fakat buradaki sorun bu iktidarın yerini kimin alacağıdır. Biliyorsunuz 6’lı masa oluşturuldu. Muhalefet cephesinde 6’lı bir ittifak oluşturuldu. Onlarda kendi çalışmalarına devam ediyorlar. Cumhur İttifakı da kendi siyasi çalışmalarını devam ettiriyor. Fakat biz Memleket Partisi olarak “Ne cumhur ne millet tek yol memleket” şiarıyla yolumuza devam ediyoruz.

“Biz üçüncü bir yol olduğunu iddia ediyoruz”

Biz üçüncü bir yol olduğunu iddia ediyoruz. Ne iktidara, ne muhalefete sadece kendi miting alanımıza odaklanıyoruz. Seçime kadar partimizi birinci parti yapmak için elimizden gelen bütün çalışmaları ortaya koyuyoruz. Bizim gerek 6’lı masadan gerekse Cumhur İttifakından çok büyük farklarımız var. Hareket aşamasındayken daha sonra da partileşme esnasında da çok demokratik olduğumuzu düşündüğümüz ve bildiğimiz Avrupa standartlarında hatta Avrupa standartlarının da üzerinde bir tüzük yazdık. Bizim tüzüğümüz Türkiye’de başka bir siyasi partide bulunmayan demokratik noktalar içermekte. Örneğin biz partimizin cumhurbaşkanı adayını bütün üyelerimizin katılımıyla belirliyoruz. Bütün üyelerimiz oy kullanıyor ve sandıktan kim çıkarsa cumhurbaşkanı adayımız o oluyor. Aynı zamanda partimizin genel başkan adayını da bütün üyelerimizin oylarıyla seçiyoruz. “Ben seni delege yapayım, sende beni genel başkan yap” sistemine biz partimizde son verdik.

“Aday listelerinde fermuar sistemi uyguluyoruz”

Kadınların siyasete katılımıyla ilgili durum bizim partimizde çok nettir. Milletvekili adaylıklarında ve diğer aday listelerinde fermuar sistemi uyguluyoruz. Yani bir erkeğin listeye konması halinde yeterli kadın üyemizin de olması halinde ikinci aday kadın oluyor. Kadın, erkek, kadın, erkek olarak devam ediyoruz. Bu şekilde demokratik bir tüzük yazdık ve bu tüzüğü de harfiyen kurultayımız ve genel başkan seçimimizde dahil uyguladık. Örneğin genel başkan genel seçimlerde iki kez partimizi birinci yapamazsa kim olursa olsun genel başkanlık için tekrardan adaylığını koyamıyor. Bu sadece bizim tüzüğümüzde var.

“Her konuda üzerinde uzlaşılmış bir program oluşturduk”

Aynı zamanda çok değerli ve Türkiye’yi daha müreffeh bir geleceğe kavuşturacak bir program oluşturduğumuzu düşünüyoruz. Bu programı oluştururken alanında uzman kişilerle birlikte kelime kelime, sayfa sayfa her şeyi tartışarak ve ortak aklı bularak hareket ettik. Bu program el emeği, göz nurudur. Ekonomiden kentleşmeye, tarımdan üretime, sanayiden eğitime kadar her konuda kelime kelime üzerinde uzlaşılmış bir program oluşturduk. 

“Elektrik ve gaz faturaları artık ödenemeyecek hale gelecek”

Türkiye’nin şuanda içinde bulunduğu durum herkesçe malum. Dolar 16 TL oldu ve nereye gideceği belli değil. Benzin, motorin, 25 TL’yi buldu. Enerji fiyatlarındaki durum belli. Karadeniz’de gaz bulduk diyorlardı, size gaz geldi mi biliyorum ama Ankara’ya, İstanbul’a henüz gaz gelmedi. Enerji fiyatlarında tavan fiyatlarındaki geçen hafta arttırıldılar. Bundan sonra elektrik ve gaz faturaları özellikle kış aylarına geldiğimizde artık ödenemeyecek hale gelecek. Küçük illerimizdeki dertler ayrı, Ankara, İstanbul gibi büyükşehirlerimizdeki dertler apayrı. Kira fiyatları başını almış gidiyor. Asgari ücret barınma ihtiyaçlarını karşılayamayacak düzeye geldi. Tarımdaki problemleri hepimiz biliyoruz. Çocuklarımıza aldığımız süt bile artık alınmayacak fiyatlara gelmek üzere.

“100 adımda Türkiye’nin tarım politikasını özetledik”

Türkiye bir kıtlıkla karşı karşıya kalmak üzere. Genel Başkanımız Muharrem İnce ve tarım politikalarıyla ilgilenen arkadaşlarımız bu konuda oldukça geniş ve yetkin bir program hazırladılar. 100 adımda Türkiye’nin tarım politikasını özetlediler. Bunu da 19 siyasi partinin hepsine hiç ayrım gözetmeden gönderdiler ve hepsinden randevu talep ettiler. Çünkü biz önce Türk’üz. Bizim için önce Türkiye’nin geleceği önemli. Bizi davet eden partilerin de davetine icabet ediyoruz. Gerek Genel Başkanımız gerekse ilgili arkadaşlarımız bu politikaları gidip anlatıyorlar.

“Biz 6’lı masanın üzerinde mutabık kaldığı metin hakkında soru işaretlerine sahibiz”

 Biz yapıcı muhalefetten yanayız. Biz iktidarın her yaptığını kötüleme peşinde değiliz. İyi yaptığına iyi, kötü yaptığına kötü diyen bir siyasi çizgide yürüyoruz. Muhalefetin de iyi yaptıklarına iyi, kötü yaptıklarına da kötü diyeceğiz. Biz 6’lı masanın üzerinde mutabık kaldığı metin hakkında soru işaretlerine sahibiz. Özelikle Atatürk’ün kurduğu ana muhalefet partisinin bulunduğu masanın hazırladığı mutabakat metninde Atatürk kelimesinin geçmemesi bizim açımızda kabul edilebilir bir durum değildir. Eğitim politikaları konusunda bu 6’lı masanın ne yapacağı meçhuldür. Şuanda Türkiye’de kim “eğitim cemaatlerin, tarikatların eline bırakılmış değil” diyebilir? Bu durumu nasıl çözeceksiniz? Laik eğitimden ve eğitimde birlikten yana mısınız yoksa cemaat ve tarikatlarla eğitimi yönetmeye devam mı edeceksiniz? Bu konuda 6’lı masanın açık bir politikası bulunmamaktadır. Biz böyle bir mutabakatta da karşıyız, iktidarın eğitimi tarikatlara, cemaatlerin eline bıraktığı politikalara da karşıyız.

“6 ilkemizin ne kadar doğru olduğunu da her gün tecrübe ediyoruz”

Bizim parti olarak 6 tane ilkemiz var. Bu 6 ilkenin ne kadar doğru ve yerinde olduğunu da her gün tecrübe ediyoruz. Birinci ilkemiz; Biz partimizde Mustafa Kemal Atatürk’ü tartıştırmayız. İkinci ilkemiz; Partimizde her türlü ayrımcılığa karşıyız. üçüncü ilkemiz; Siyasetten rant elde edecek olanların bizim aramızda yeri yok. Dördüncü ilkemiz; Terörle aramıza koyduğumuz mesafe. Bizim için her türlü terör örgütü lanetlidir. Beşinci ilkemiz; Kadına ve çocuğa şiddet ile istismar. Altıncı ilkemizde; Doğa ve çevreye duyarlı olmayanların bizim partimizde yeri yoktur.”

Atilla: “Artık baraj sorunumuz yok”

 

Genel Başkan Muharrem İnce tarafından açıklanan anket sonuçlarına dikkat çeken  PM Üyesi Eşber Atilla da şu ifadelerde bulundu:

“Genel Başkanımız 81 ili gezerek bir harekete başladığında “partileşemez” dediler, biz partimizi kurduk. “Kurdu ama örgütlenemez” dediler, biz örgütlendik. “Örgütlendiler ama seçime girme yeterliliğini alamayacaklar” dediler, seçime girme yeterliliğini aldık. “Bunu da aldılar ama barajı geçemeyecek” demişlerdi, dün Genel Başkanımız son yaptırdığımız anketi açıkladı. Tüm memleket sevdalıların gözü aydın. Artık baraj sorunumuz yok. Yüzde 50’nin üzerinde bir oy oranını anketlerde gördük.

“Bizim hedefimiz 50+1 cumhurbaşkanlığı”

Bu bizim için tabi ki yeterli değil. Bizim hedefimiz 50+1 cumhurbaşkanlığı. Bu hedefi yeni koymadık. Bu hedefi 2018 seçimlerinden çok önce Genel Başkanımız koymuştu. Bunun için çalıştık, mücadele ettik. O mücadele ruhu ve aşkıyla memleket sevdasıyla çalışıyoruz. Memleket Partisinin Bartın İl Başkanlığı sadece bir siyasi partinin il başkanlığı değil. Burası memleket sevdalıların, Atatürkçülerin, cumhuriyetçilerin, laik, demokratik Türkiye’den yana olanların, en demokratik siyaset yapabileceği partinin merkezi. Tüm Bartınlıları partimize davet ediyoruz. Hep birlikte bu işi başaracağız. Biz inanıyoruz. Genel Başkanımızın önderliğinde yürüyoruz.”

“Doların 25TL, 30 TL’yi gördüğünü muhtemelen sonbaharda göreceğiz”

Bu açıklamaların ardından Osman Serkan İleri ve Eşber Atilla gazetecilerin sorularını yanıtladılar. Bir gazetecinin elektrik, doğalgaz, benzin ve mazota yapılan zamlarla ilgili sorusu hakkında  İleri şöyle konuştu:

 “Atık ve mantıkla uyuşmayan, ekonomik kuramın tam tersine bir kafa yapısıyla politikalar üretip, bu politikalarla ekonomiyi yürütmeye çalışırsanız sonuçta tabi ki akla ve mantığa uymaz. Sayın Cumhurbaşkanı “Faiz sebep, enflasyon sonuçtur” diye bir sebep-sonuç ilişkisine dayandırdığı bir politika oluşturdu. Böyle bir politikayla ekonomiyi yürütürseniz geleceğimiz nokta burası. Daha bunun ucu açık. Doların 25TL, 30 TL’yi gördüğünü muhtemelen sonbaharda göreceğiz. Bunun aksi mümkün görünmüyor. Doğalgaz faturalarının ve kur korumalı mevduatların ödemelerinin geldiği sonbahar kış aylarında daha yüksek kur fiyatları göreceğiz.

“Süper bonoyu da çıkarırlarsa tabuta son çiviyi de çakarlar”

Bunun dışında enflasyona endeksi süper bono çıkacak mı, çıkmayacak mı tartışmaları var. Geçen hafta ki Bakanlar Kurulunda böyle bir karar alınacağı düşünülüyordu. Fakat çıkmayınca dolar yine 16,5 TL’ye geldi. Bu süper bonoyu da çıkarırlarsa tabuta son çiviyi de çakarlar. Ondan sonra üzerimize de atılan toprağı da görmeyiz. Hükümetin bu politikaları biran önce terk etmesi lazım. Ama terk edecekler mi? Hiç öyle gözükmüyor. Bunun ardında ya bir art niyet var ki art niyetsiz bu kadar kötü bir yönetim olamaz ya da büyük bir ahmaklık var. Bu ahmaklık varsa bu hükümetin hemen değişmesi lazım. Art niyet varsa biran önce değişmesi lazım.

“Hükümet değişmeden ekonominin düzelmesi mümkün değil”

Hükümet değişmeden ekonominin düzelmesi mümkün değil. Ekonominin düzelmesindeki birinci nokta ise ki bizim görüşümüz de budur adaletin tesisi. Adaletin, hukuk sisteminin olmadığı hiçbir ülkede ekonominin iyi gitmesi mümkün değil. Hangi yabancı yatırımcı böyle bir ortamda Türkiye’ye yatırım yapar. Yatırımdan kastımız Türkiye’ye sıcak parayı getirip borsaya sokup karını elde ettikten sonra borsadan çıkmak değil. Ya da Türkiye’ye getirip süper bono alıp da hem faizini realize edip ondan sonra düşen kur nedeniyle yüzde 100 kazanç elde edip parayı geri götürmek değil. Bizim yatırımdan kastımız doğrudan yatırım. Fabrika yatırımları, istihdam yaratan yatırımlar.

“Halkımızın şapkadan çıkacak tavşana kanmaması gerekiyor”

Bırakın yabancı yatırımcılar, Türk yatırımcıların dahi yatırım yapması mümkün değil. Peki biz bu ekonomiyi nasıl düzelteceğiz? Tarım desek tarımda çalışan işçi sayısı 5’te 1’e indi. Eskiden kendi kendine yeten bir ülkeydik. Şimdi kendi kendine yetemeyen buğdayı bile savaş halindeki Ukrayna’dan ithal eden bir ülkeyiz. Suriye’nin altı üstüne geldi, oradan patates ithal ediyoruz. Bunun sonu karanlık. Halkımızın şapkadan çıkacak tavşana kanmaması gerekiyor. Bu işin düzelmesi için genel seçimlerin ev cumhurbaşkanlığı seçimlerinin yapılması gerekiyor. Bir iktidar değişikliği şart. Ayrıca bu iktidardan sonra gelecek iktidarı da halkımızın çok özenle binbir kere düşünerek seçmesi lazım. Çünkü kendi arasında anlaşamayan, daha henüz mutabakat metni üzerinde bile tam olarak mutabakat sağlayamamış olan bir organizasyonda bu işi götürebilir mi bizce soru işareti.”

“Vatandaşın Lale Devrine aldanmaması lazım”

Bir başka gazetecinin kasım ayında erken ya da baskın seçim olup olmayacağına dair sorusuyla ilgili de İleri “Baskın seçim olur mu, olmaz mı bilemiyorum. Biz baskın seçim olsa da hazırız, olmasa da hazırız. Ama vatandaşımızın çok dikkatli olması lazım. 3-4 ay sahte bir Lale Devri yaşatacaklar. 3600’ü de verseniz, emeklinin şartlarını da iyileştirseniz, asgari ücreti de arttırsanız bunlar eninde sonunda bize hiper enflasyon olarak geri dönecek. 4.250 TL’yi 10 bin TL’de yapsan bu sefer peynir 500 TL olacak. Halkın satın alma gücünün artması lazım. Şapkadan çıkan tavşan Türkiye’ye enflasyon olarak geri döner. Türkiye’yi daha derin ekonomik krizlere götürür. Vatandaşın bunu görmesi ve kesinlikle Lale Devrine aldanmaması lazım” dedi.  

“Seçimlerin ötelenme ihtimalini görmüyorum”

Türkiye’de hiç seçim olmama ihtimalinin olup olmadığının sorulması üzerine de Osman Serkan İleri, “Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde bulunduğumuz coğrafyadaki diğer ülkelerden çok farklı bir ülkeyiz. Bana sorarsanız bizle, bulunduğumuz coğrafya arasındaki en büyük fark Mustafa Kemal Atatürk’tür. Arkadaşlarıyla birlikte bizim için çok farklı bir ülke kurdu. Bu ülkede mümkün olan ilk aşamada çok partili düzene geçildi ve çok partili sisteme geçildikten sonra Türkiye’de her şartta seçimler yapıldı. Darbeler oldu, demokrasi kesintiye uğradı. Ama darbe hükümetleri bile en kısa zamanda Türkiye’yi seçimlerle sivil iktidarlara bıraktılar. Kıbrıs Barış Harekatı seçimleri ertelemek için yeterli sebepti. Bütün dünya bize Amerika’nın önderliğinde ambargo uyguladı. Biz Türkiye olarak dik durduk. Kıbrıs Barış Harekatında bile ötelenmeyen seçimler şimdi niye ötelenecek? Dolayısıyla ben seçimlerin ötelenme ihtimalini görmüyorum” ifadelerinde bulundu.