Deniz Baykal referandum için Bartın'a geldi

'Eyalet kurma yetkisi Cumhurbaşkanı Kararnamesinde'

Deniz Baykal referandum için Bartın'a geldi

Nurdan Eroğlu

CHP Eski Genel Başkanı ve Antalya Milletvekili Deniz Baykal 16 Nisan'da gerçekleşecek referandum öncesinde Bartın'a geldi. Bulut Düğün Sarayı’nda partililerle ve vatandaşlarla bir araya gelen Baykal Türkiye’nin bir yol ayrımında olduğunu ifade ederek değişikliğin 16 maddesiyle anayasa 60 maddenin değiştiğini ve eyalet kurma yetkisinin Cumhurbaşkanı Kararnamesine teslim edildiğini söyledi. Baykal, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Binali Yıldırım’ı da Bartın’dan eleştirdi.

 CHP Eski Genel Başkanı ve Antalya Milletvekili Deniz Baykal 16 Nisan Referandumu çalışmaları kapsamında Bartın’a geldi. Bulut Düğün Sarayı’nda partililerle ve vatandaşlarla bir araya gelen Baykal, Bartın ve Zonguldak’a geldiğinde baba ocağına gelmiş gibi hissettiğini söyleyerek  “Zonguldak ve Bartın sadece benim içinde değil Türkiye’de ki çok kişi için bu duyguyu verir. Bu memleketin dertli, sorunlu, hakkını alamamış, hizmete layık, alın teri ile geçinen emeğin başkenti diyebileceğimiz bir vatan köşesi olarak bu bölgeye geldiğimizde bir başka heyecan yaşıyoruz” dedi.

“TÜRKİYE BİR YOL AYRIMINDA”

Türkiye’nin bir yol ayrımında olduğunu ifade eden Deniz Baykal konuşmasında şunları söyledi:

“Ortada seçim yok, siyasi parti çatışması söz konusu değil. Böyle bir ortamda nerden çıktıda böyle insanlar işini gücünü bırakıp meydanlarda, salonlarda ayağa kalkmış durumda? Bunun arkasında çok haklı bir duygu ve kaygı var. Bu memleket nereye gidiyor? Ne oluyor?  Önümüzdeki günler bizim için neler getirecek? Herkes farkındaki Türkiye bir yol ayrımında. Tarihi bir kırılmayı belki yaşayacağız. Arkamızda 100 yıllık bir Cumhuriyet var. Şehitlerimizin kanı ile elde ettiğimiz, dünyanın yedi düveline karşı haysiyet ve şeref mücadelesi vererek kazanılmış bir cumhuriyet var. O cumhuriyeti 100 yılda bir noktaya getirdik. Şimdi acaba bu cumhuriyet tehlikeye mi giriyor kaygısı var. Siz bu kaygıyla buradasınız, bende bu kaygıyla il il, ilçe ilçe, kasaba kasaba dolaşarak bu duygularımı anlatmaya, Türkiye’ye hep birlikte sahip çıkma iradesini ortaya çıkarmaya çalışıyorum. Gün bugündür. Türkiye’yi biz sokakta bulmadık. Türkiye’ye sahip çıkma zamanıdır. Belki de en son aşamadayız. Alacağınız kararın telafisi yoktur. Alınacak kararı düzeltme şansıda yoktur. Köprüden önceki son çıkış. Meclis görevini yapamadı. Bu konuda tarihi sorumluluğunu yerine getiremedi. Oy verenlerin bir kısmı da bunun çok yanlış olduğunu bildiği halde, yanlış yapamayalım dedikleri halde, inanmadıkları bir tasarıya destek verdikleri için meclis bunu geçirdi ve şimdi en son hakeme geldi. En son hakem kim? Millet. Bunun temyizi, itirazı, tartışması yok. 16 Nisan günü ne derseniz o. 16 Nisan Türkiye’nin kader günü.

“MECLİSİN KOLU KANADI KESİLİYOR”

Eskiden bizim anayasamız meclis anayasasıydı. Milletin egemenliğine dayanan meclisi söz sahibi yapan bir anayasaydı. Şimdi meclisin yetkileri budanmış, kolu kanadı kesilmiş. Biz söz sahibi meclis istiyoruz. Meclisin yetkileri alınmış. Yasama meclisin temel alanıdır. Tek el vardır kanun çıkarır. Şimdi cumhurbaşkanı kararname çıkarıyor. Kararname aynen kanun. Cumhurbaşkanı isterse tüm bakanlıkları kaldırır, yepyeni bakanlıklar kurar. Bütün genel müdürleri, müsteşarları, devlet kadrolarını görevde alır, yerine uygun gördüğünü koyar.

“EYALET KURMA YETKİSİNİ CUMHURBAŞKANI KARARNAMESİNE TESLİM ETMİŞLER”

Anayasada nelerin değiştirildiği konusunda kamuoyunda genel bir kanaat oluştu. Meclis elden çıkıyor. Yargı siyasete teslim ediliyor, özellikle cumhurbaşkanına. Bunlar görüldü. Bütçe halkın, milletin elinden çıkıyor. Denetleme hakkı tamamen kalkıyor. Cumhurbaşkanına soru soramıyorsun. Yardımcısına yazılı sorabiliyorsun. Cumhurbaşkanı 700 katrilyonluk bütçe harcıyor. Cumhurbaşkanı meclise muhatap olmayı reddediyor. Bunlar görüldü de görülmeyen bir şey var. Eyalet sistemi. 18 madde tamamda 1 madde var ki 16’ıncı madde, içinde 60 tane madde değişiyor. Anayasanın 60 maddesi o maddeyle birlikte değişiyor. Bu anayasa değişikliği içine yolun altına mayın döşer gibi 16’ıncı maddenin içine eyalet kurma yetkisi de cumhurbaşkanı kararnamesine teslim etmişler. Kimsenin haberi yok. Bir sabah uyanacaksınız ki hiç kimseye bir şey söyleme zorunluluğu olmadan cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile falan falan iller bir eyalet olarak birleştirilmiştir diye bir kararname çıkarılabilir. Buradan açıkça ilan ediyorum. Bu anayasaya evet oyu verirseniz Türkiye’de eyalet kurma yetkisini, eyalet anahtarını da cumhurbaşkanına teslim etmiş olursunuz. Dünyada 200 ülke var bu anayasa hiçbir ülkede böyle bir anayasa yok. Bu anayasa başkanlık anayasası değil. Başkanlık anayasası derli toplu bir model. Amerika’da var, Kore’de var. Bizimkinin onunla ilgisi yok.

“ÇAĞDAŞ DÜNYADAN KOPACAĞIZ”

Çağın ötesinde bir medeniyet bizim anayasamız ama bu anayasa çıkarsa başka bir tercihin içine gireceğiz. Çağdaş dünyadan kopacağız. Çağdaş dünyada olmanın kriterleri var. Demokrasi olacak, hukukun üstünlüğü, düşünce özgürlüğü, örgütlenme özgürlüğü olacak. Biz bunların hepsinde gerilemeye başlamadık mı? Dünyanın en geri ülkeleri arasına girmiyor muyuz? Şimdi bir bu anayasa eksikti. Bu anayasa çıktığı zaman bize sizin yeriniz artık dünyanın medeniyet alemi değil. Bu anayasayı çıkarırsak küme düşeceğiz. Şu an dünya süper ligindeyiz. Bu anayasa çıktığı zaman dünya süper liginden bölgesel lige, mahalli lige düşeceğiz. Amerika, Japonya, İngiltere, Avrupa ülkelerinin önemli kısmı ve Türkiye’de orada. Biz Avrupa konseyinin kurucu üyesiyiz. 1940’larda biz o sisteme doğru yönelmişiz. Şimdi ne olacak? Mahalli lig. Orta doğu ligi var. Irak’ın, İran'ın Suriye'nin oynadığı lige doğru mu ineceğiz?  Küme düşeceğiz. Ve küme düşersek ekonomi çığrından çıkar. Demokrasi, hukuk, insan hakları kaybolmaya başlar, rejim otoriterleşir. Bunların hepsinin teşhisini koydular.

“80 MİLYONUN EGEMENLİĞİNİ SANA VERMEM”

Hizmetler başımla beraber. Hizmet yapanın anlından öperim. Gerçekten içtenlikle teşekkür ederim. Köprüler, duble yollar, tünellere teşekkür ederim. Çanakkale’de ki köprünün temeli atıldı, onun içinde teşekkür ederim. Ama sen yol yapıyorsun, köprü yapıyorsun diye 80 milyonun egemenliğini sana vermem. O iş ayrı. Hizmet ederken senin elini tutan mı var? Neden bunu istiyorsun? Bu iki nedenden dolayı isteniyor. Bu anayasanın temelinde korku var. Güzel özlemler, aydınlık rüyalar, mutlu bir gelecek değil korku var. Biri yargılanma korkusu. Eğri oturup doğru konuşalım. Bu iş parti işi değil. Ben burada AKP’lileri de ikna etmek istiyorum. Bu iş onları aşan bir iş. Biz kimseyi tuzağa düşürmeye çalışmıyoruz. Biz gerçekleri konuşuyoruz. Bu iş parti işi değil, memleket işi. 

“MİLLETİN YARISINA HAYIR DEDİĞİ İÇİN ‘TERÖRİST’ DİYE KÜFREDİYORLAR”

Çıktıkları zaman Cumhurbaşkanı ve Başbakan milletin yarısına küfrediyor. Nasıl küfrediyor terörist diyerek.  Bir cumhurbaşkanına kendi milletine hayır dediği için terörist demek yakışır mı? Bir şehit babası vardı beni karşılayanların arasında “İçim kan ağlıyor ben hayır diyeceğim. Ben hayır diyeceğim, bana kim nasıl terörist diyebilir ” diyordu. Ben referandumda hayır diyeceğim. Bana terörist diyecek olanında alnını karışlarım. Hayır diyecekleri terörist gibi tavsiye etme çalışmalarını bu meydan okuyuşlarla engelleyeceğiz. Bu bir haktır.  Hakkını kullanacak herkes. Referandum kararını sen almış, milletin önüne iki seçenek koymuşsun. Biri evet, diğeri hayır. Hayır diyen teröristtir bu nasıl iştir. Hepiniz ve bildiğiniz tanıdığınız herkes, yaşlı genç, kadın erkek, çoluk çocuk bir kişi bile eksik kalmasın. İsteyen evet der isteyen hayır der ama mutlaka o sandığa gidin. Bu devletimizin kendini ispat vesilesi, milletimizin varlığını gösterme vesilesi. Yüzde 70 katılmış yüzde 30 katılmamış. Bu olamaz, olmamalı. Nasıl ki asker kaçağı olmak ayıpsa bu seçimde seçim kaçağı olmakta o kadar ayıptır. Kime oy vereceksen git ver ama sorumluluğu üstlen görelim. Gelin oyunuzu kullanın, kendinize, milletinize, tarihinize, şerefinize sahip çıkın. Bunun gereğini yapalım.

“EVET ÇIKARSA TÜRKİYE ÇOK CİDDİ KARIŞIR”

Referandumda ‘evet’ çıkarsa Türkiye çok ciddi karışır. Siyasi deprem olur. 7 bin kadar mevzuatta değişiklik olacak. Kanun, tüzük, yönetmelik değişecek. Kurumlar kapatılacak yenileri açılacak allak bullak olacak ortalık. Ne olacağı belli değil. Meclis en az 6-8 ay o anayasanın gereğini nasıl hazırlarız diye sabahlara kadar çalışmak zorunda kalacak. Milletin derdi, esnafın derdi, çiftçin derdi, Türkiye’nin derdi kimsenin onla meşgul olacak hali olmayacak. Varsa yoksa yeni anayasayı, yeni devleti inşa edelim. Neye göre inşa edeceğiz yeni devleti? Millete göre mi? Hayır,  tek kişiye göre. Memur arkadaşlarım duysunlar. Eğer evet çıkarsa kimse ben emekli sandığına tabiyim şu kadar daha çalışırım emekli olurum, geleceğimi güvence altına alırım diye düşünmesin. Memurlar sözleşmeli personel olmaya doğru yönlendirilecek. İşçiler kıdem tazminatımız filan var derken bir gün sabah kalkacaksınız kıdem tazminatından oluşan fon varlık fonuna bağlanacak. Bekleyin bunları. Eyalet anahtarı da vermek üzere yola çıkarıldı. Kimin nerden ne sille yiyeceği belli olmaz. Millet ve meclis söz sahibi olmaktan çıkacak. Sermaye hemen yurtdışına çıkar. Turizm gider. Türkiye Orta Doğu ligine doğru yelken açar. Onun ekonomik sonuçları ve başka sonuçları olur. Hayır olursa hiçbir şey olmaz. Cumhurbaşkanı, başbakan, bakanlar kurulu, milletvekilleri, AK Parti genel başkanı yerinde durur, daha ne istiyorsunuz? Bu ülkede millet yukardan ne söylenirse onu onaylanan Beştepe noteri değilmiş. Bu ortaya çıkacak ve bunun ortaya çıkması Türkiye’ye güç, şeref, güven kazandıracak. Hayır çıktımı Türkiye rahatlar. Hayır çıkarsa 16 Nisan'dan bir hafta sonraki 23 Nisan'ı öyle bir kutlarız ki görenlerin feleği şaşar."