ÇERÇİ DERESİ ISLAHINDA 2. KISIM BAŞLIYOR

AK Parti Grup Başkanvekili ve Bartın Milletvekili Yılmaz Tunç, Bartın Ulus İlçe Merkezi Çerçi Deresi 2. Kısım işine ait ihale sürecinin tamamlanarak firma ile DSİ 23. Bölge Müdürlüğünce sözleşmesinin imzalandığını açıkladı.

ÇERÇİ DERESİ ISLAHINDA 2. KISIM BAŞLIYOR

 

Tunç, Bartın Ulus İlçe Merkezi Çerçi Deresi 2. Kısım yapım işi ihalesi 28 Nisan 2022 tarihinde DSİ 23. Bölge Müdürlüğünde gerçekleştirilmişti. İhale sürecide tamamlanarak sözleşmenin yapıldığını kısa süre içerisinde de inşaat çalışmalarının başlayacağı müjdesini verdi.

“20 ayda tamamlanacak”

Grup Başkanvekili Tunç,Ulus İlçe Merkezinde Ulus çayı Islahı önceki yıllarda tamamlanmıştı, Çerçi deresi 2. Kısım taşkın koruma işinin de bugün itibariyle yer teslimi yapıldı. Bartın Ulus İlçe Merkezinden geçen Çerçi deresinde; 500 metre çift taraflı beton ağırlık duvar, 1 adet menfez ve duvar üstlerine korkuluk imalatı inşa edilecek. İnşaat çalışmaları da 20 ayda tamamlanacak.  Çerçi deresinin ıslahının tamamlanmasıyla birlikte Ulus ilçe merkezi taşkınlardan korunacak.”Dedi.

1. Etabın açılışını Cumhurbaşkanı yapmıştı

Ulus Çayı ve Çerçi Deresinin tamamlanan 1. Etabının açılışı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından 1. Su Şurasının tanıtımında gerçekleştirilmişti. Çerçi Deresinin açılışıyla birlikte 363 DSİ Tesisinin açılışının da gerçekleştirildiği tanıtımda Cumhurbaşkanı Erdoğan  “Suyumuzu korumakla vatanımızı korumak arasında mahiyet itibarıyla hiçbir fark yoktur” derken iki önemli etkinliği bir arada gerçekleştirdiklerini ifade etmişti. İlk olarak DSİ tarafından yapımı tamamlanan 363 tesisi resmi açılış töreniyle milletin istifadesine sunduklarını belirtmişti. Bu tesisler sayesinde 146,5 milyon metreküp suyun depolandığını, yıllık 12,3 milyon metreküp içme suyu elde edildiğini dile getiren Erdoğan, günlük 299 bin metreküp suyun arıtıldığını, 418 bin 500 dekar arazinin sulu tarıma açıldığını söylemişti. Böylece Türk ekonomisine yıllık 427 milyon liraya yakın katkı sağlandığını vurgulayan Erdoğan, aralarında baraj, içme suyu, sulama, toplulaştırma, atık su ve taşkın koruma tesislerinin yer aldığı toplam yatırım tutarı 5 milyar 200 milyon liraya varan eserlerin ülkeye hayırlı olmasını dilemişti.

“Türkiye ekonomisine ciddi katkılar sunacak”

Bu tesisleri ülkeye kazandıran Tarım ve Orman Bakanlığı ile Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğünü, yüklenici firmaları ve bu yatırımların inşasında emeği geçen herkesi tebrik eden Erdoğan, "Bugün ikinci olarak, 1. Su Şurası'nın da tanıtımını gerçekleştiriyoruz. Ülkemizin ve dünyanın su konusunda derin tartışmaların içinde olduğu bir dönemde gerçekleştirilecek olan bu şurayı son derece isabetli buluyorum. Tarım ve gıda sektörümüz başta olmak üzere Türkiye ekonomisine ciddi katkılar sunacağına inandığım Su Şurası'nın başarılı geçmesini diliyorum. Fikirleri, önerileri, görüşleri, tespit ve tenkitleriyle şurayı zenginleştirecek tüm uzmanlara, sektör temsilcilerine, paydaşlara ve vatandaşlarımıza şimdiden şahsım, milletim adına teşekkürlerimi sunuyorum” demişti.

“Ülkemizin etkilenmemesi elbette mümkün değildir”

Suyun bütün canlılar gibi insanlık için de vazgeçilmez bir nimet olduğuna dikkati çeken Erdoğan, sadece hayat için değil ekonomik kalkınma ve büyüme için de suyun ikamesi olmayan unsurlardan biri olduğunu kaydetti.  Bu ihtiyacı sürdürülebilir şekilde karşılayabilmek için mevcut kaynakları en verimli şekilde kullanmanın ve israfı engellemenin önem arz ettiğini ifade eden Cumhurbaşkanı, "Nüfusun hızla çoğalması, iklim değişikliği, kuraklık gibi sebeplerle su ihtiyacının giderek arttığını görüyoruz. Su ihtiyacı artarken insanlığın istifadesine de bulunan su kaynakları günden güne azalıyor. Bu daralma beraberinde kuraklığı, yoksulluğu ve açlığı getiriyor. Yine su kıtlığına bağlı olarak ekolojik denge bozulmakta, biyolojik çeşitlilik kaybolmakta, insanlığın gıda güvenliği tehlikeye girmektedir. Bu vahim tablo ise sosyal çalkantılardan düzensiz göçe, kıtlıktan beynelmilel gerilimlere kadar pek çok soruna sebebiyet veriyor. Kimi uluslararası kuruluşlar, 2025 yılına kadar su kıtlığı yüzünden 700 milyondan fazla kişinin göç riski altında kalabileceğini ifade ediyor. Nil Nehri havzasındaki kimi ülkeler arasında yaşanan sert tartışmalar, su meselesinin stratejik boyutunun işaretidir. Benzer sıkıntılar dünyanın başka ülkelerinde de bölgelerinde de nüksetmeye başlamıştır. Nüfusla birlikte artan gıda ve enerji talebiyle iklim değişikliğinin yıkıcı etkileri gelecekte daha büyük risklerin bizi beklediğini gösteriyor. Bu karamsar tablodan ülkemizin etkilenmemesi elbette mümkün değildir” şeklinde konuşmuştu.

"Su zengini bir ülke de değiliz "

Türkiye'nin elindeki sınırlı su kaynaklarını Irak ve Suriye gibi iki komşusuyla da paylaşmak mecburiyetinde olduğunu anlatan Erdoğan “Toplumumuzdaki yaygın kanaatin aksine su zengini bir ülke de değiliz. Bilakis kişi başına kullanılabilir su miktarı dikkate alındığında su stresi çeken bir ülkeyiz. Komşularımızın su ihtiyaçlarının karşılanması noktasında gereken hassasiyeti bugüne kadar hep sergiledik. Su meselesini ikili ilişkilerimizde tehdit veya pazarlık aracına hiçbir zaman dönüştürmedik. Bundan sonra da aynı hakkaniyetli tavrımızı muhafaza edeceğiz” ifadelerinde bulunmuştu.

"Sulanabilir arazilerimizin toplamını 67 milyon dekara çıkardık"

Tarımsal sulama sistemlerini yenilemeleri ve geliştirmeleri gerektiğini altını çizen Erdoğan, "İçme ve sulama suyuyla ilgili altyapılardaki kayıp kaçak oranlarını mutlaka düşünmeliyiz. Bireysel tasarrufu teşvik ederek, mevcut kaynaklarımızı daha verimli kullanmalıyız. Su kaynaklarımızı kirlilikten ve diğer olumsuz etkilerden korumalıyız. Bu anlayışla ve suyun gücünü milletle buluşturmak hedefiyle sadece su alanına yaptığımız yatırımların toplam bedeli 255 milyar lirayı geçiyor. Son 19 yılda çevrecilik adına ruhen ve fiziken çevreyi kirletenlere inat ülkemize 600'ü baraj olmak üzere 8 bin 697 yeni tesis kazandırdık. Sınıfında dünyanın en büyük hacimli ve en uzun gözdesine sahip olan Ilısu Prof. Dr. Veysel Eroğlu Barajı ile yine dünyanın en yüksek altınca barajı olan Deriner Barajı'nı vatandaşlarımızın istifadesine sunduk. Tamamlandığında ülkemizin en yüksek barajı olacak Yusufeli Barajı'nda gövde inşaatı bitmek üzeredir. Adnan Menderes Barajı ile Aydın'ın, Mavi Tünel Projesi ile Konya Ovası'nın yüz yıllık hayallerini gerçeğe dönüştürdük. GAP kapsamında baraj ve sulama projelerini tamamlamak için özel çalışma yürüttük. Böylece ekonomik sulanabilir arazilerimizin toplamını 67 milyon dekara çıkardık” demişti.

Mecliste Su Kanunu hazırlanıyor

2007'de yaşanan büyük kuraklıktan sonra 81 vilayet için içme suyu eylem planları hazırladıklarını belirten Erdoğan, Günlük 315 bin metreküp suyu arıtarak, tarımsal sulamada yeniden kullanılabilecek şekilde insanımızın hizmetine sunuyoruz” diyerek Meclis'te bir Su Kanunu hazırlandığını bildirmişti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu yıl üreticilere toplam 24 milyar lira tarımsal destek sağlanacağını söylerken “Geride bıraktığımız dönemde salgın ve meteorolojik kuraklığa rağmen tarımsal üretimde Cumhuriyet tarihinin rekorlarını kırdık. Tarımsal hasılamız bir önceki yıla göre yüzde 20 artarak, 334 milyar liraya yükseldi. Tarımsal hasılada Avrupa'daki liderliğimiz devam ediyor”  ifadelerinde bulunmuştu.