Bartın heyeti Karamanoğlu'yla Ankara'da buluştu

Saadet Partisi Genel Merkezi'nin daveti üzerine Bartın İl Teşkilatı Ankara'da, Saadet Partisi Genel Başkan Temel Karamollaoğlu ile görüştü. Yeni yılda yapılacak çalışmaları bizzat değerlendiren Genel Başkan Karamollaoğlu, yapılacak çalışmalar ile ilgili Bartın'dan gelen heyete bilgiler verdi.

Bartın heyeti Karamanoğlu'yla Ankara'da buluştu

Saadet Partisi Genel Merkezi’nin daveti üzerine Bartın İl Teşkilatı Ankara’da, Saadet Partisi Genel Başkan Temel Karamollaoğlu ile görüştü. Ziyaret; Saadet Partisi Bartın İl Başkanı Ünal Yurtbay, İl Başkan Yardımcısı Mücahit Mekeç, GİK Üyesi Talat Gizli ve Merkez İlçe Başkan Yardımcısı Enes Mekeç’in bulunduğu heyet ile gerçekleştirildi. Yeni yılda yapılacak çalışmaları bizzat değerlendiren Genel Başkan Karamollaoğlu, yapılacak çalışmalar ile ilgili Bartın’dan gelen heyete bilgiler verdi.
 “Yurtbay: “Sorunlar ancak diyalog yoluyla çözülebilir”

Saadet Partisi İl Başkanı Ünal Yurtbay, Genel Merkeze düzenledikleri ziyaretle ilgili şu açıklamayı yaptı:

“Bu ülke, bu topraklar üzerinde yaşayan her dilden, her görüşten, her inançtan insanıyla birlikte hepimizin ülkesi. Bu sebeple biz yarım asırlık siyasi hayatımız boyunca bu anlayış ile adımlarımızı attık ve bu ülkeye hizmet ettik. Nitekim toplumu kucaklayan, ayrım yapmayan, kutuplaşma ve kamplaşmanın karşısında olan bu anlayışımızın meyveleri; Manevi değerlerin ihyası, Kıbrıs Barış Harekatı, Ağır Sanayi Hamlesi, D8’lerin kurulması, Havuz Sistemi ile bu memlekete hizmet olarak ortaya çıktı. Biz her daim bu ülkenin refahını, huzurunu ve saadetini önceledik. Milletimiz için ne yapılması gerekiyorsa tereddüt etmeden icra ettik. Bu tavrımızı bugün de taviz vermeden sürdürüyoruz, biz inanıyoruz ki; Türkiye’nin sorunları ancak bir araya gelinerek ve konuşularak diyalog yolu ile çözülebilir. Biz ülkemizin sorunlarını çözmek için muhatap ayrımı yapmadık, yapmayacağız.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ziyareti…

Ünal Yurtbay, Genel Merkez’de katıldıkları Temel Karamollaoğlu’nun canlı basın açıklaması hakkında da şu bilgileri verdi:
“Biz ger görüşten, her siyasi partiden ve her anlayıştan insanlarla ülkemizin sorunlarını görüşmeye ve çözüm yollarını aramaya devam edeceğiz. Ülkemizin ve tüm insanlığın yaşadığı problemleri, acıları kalbimizde hissediyoruz. Çünkü biz bu ülkenin ve milletimizin derdini, sıkıntısını biliyoruz. Sayın Cumhurbaşkanı’nın YİK Başkanımız Oğuzhan Asiltürk Bey’i ziyaretini de bu çerçevede değerlendiriyoruz. 

Bir diyalog kurulmuş, bir adım atılmış, bir ziyarette bulunulmuştur. Bunu ne çok küçümsemeye ne de abartmaya gerek olduğu kanaatinde olduğumuzu ifade etmeden geçemeyeceğim. Şu hususu vurgulamaya ihtiyaç duyuyorum biz bazı konuları gündeme getirirken ülkemizin asıl meselelerini bir kanara iteleyemeyiz görmezden gelemeyiz. 
Bakınız; son yapılan bir araştırmaya göre Türkiye’de geçinemiyoruz diyenlerin oranı yüzde 51’e ulaşmış durumda. Bir başka araştırmada ise borcu olduğunu söyleyen insanımızın oranı ise yüzde 77. Bu rakamlar Türkiye’nin içinde bulunduğu durumu, insanımızın hali pürmelâlini net bir şekilde ortaya koyuyor.
“Türkiye’nin Gerçek Gündemine Odaklanmalıyız”
Türkiye’mizin gerçek gündemi;
-Adaletin rafa kaldırılması,
-İşsizliğin patlama yapmış olması,
-Her geçen gün artan hayat pahalılığı,
-Eğitimde yaşanan sıkıntılardır,
Ama gelin görün ki suni gündemlerden çıkıp da gerçek gündemlerimize bir türlü odaklanamıyoruz.

Türkiye içinde bulunduğu büyük problemleri tartışması, çözüm yolları araması gerekirken, “darbe söylentileri, başörtüsü” gibi konularla meşgul ediliyor. Bu yaklaşımla ne yazık ki ülkemizin sorunlarını çözemeyiz, insanımızın yarasına merhem olamayız.
Esnafın Mağduriyeti Giderilmeli”

Covid 19 salgın sürecinin mağduru olan birçok kesim var. Bunun da başında esnaflarımız geliyor, işleri düştü, bir kısmı ise neredeyse hiç iş yapamıyor. Siftahsız kepenk kapatan esnaflarımız var. Çalışamayan müesseseler var bunlar çalışanına nasıl maaş ödesin? Ne yazık ki bu süreçte insanımız yalnız bırakıldı…
İktidar bu konuda sınıfta kaldı desek yanlış olmaz. Fakat şunu söyleyeyim mağdur olanların başında esnafımız geliyor. Özellikle küçük esnaf… Lokanta gibi yerlerde mağduriyet normalin çok ötesinde, onların derdi ile mutlaka ilgilenilmesi ve küçük esnafın ile ilgilenilmesi elzemdir. Biz burada onların sıkıntılarını da dile getirmeyi bir vazife biliyoruz.
“Milletimizin Sıkıntısı Var”
Bunlardan sürekli dile getiriyoruz ama bir daha vurgulamak istiyorum.

KHK mağdurları var bunlar için iktidar kılını kıpırdatmıyor. KYK mağduru gençlerimiz var, iş bulamayan bir öğrencinin aldığı krediyi nasıl ödeyeceğini kimse gündemine almamış. Devlet önce o öğrenciye bir iş bulmalı ki, verdiği kredinin taksitlerini öde demek mantıklı bir iş değil. 
Atanamayan öğretmenler meselesi var hala eğitim fakültelerine de öğrenci alınıyor! Tıbbi sekreterlerin sıkıntıları var onlar da atanamıyor.
Moto Kuryeler…
Bu kürsüden elimizden geldiğince derdi olan insanımızın derdini hem milletimize hem yetkililere duyurmaya gayret ediyoruz. Bugün de bir konuya dikkatlerinizi çekmek istiyorum. Bakınız bugün ülkemizde moto kurye olarak çalışan vatandaşımızın sayısı 1 milyona yaklaşmış durumda. Ne yazık ki; pandeminin başladığı Mart ayından beri 160 moto kurye hayatını kaybetti. 2019 yılında ise 200’e yakın moto kurye hayatını kaybetti, 250’si de yaralandı. 

Bu acı rakamların sebepleri çok fazla, fakat üzülerek ifade ediyorum ki bu işi yapan arkadaşlarımız genellikle genç yaştalar ve günlük 12-14 saat arası çalışmak zorunda kalıyorlar. Bu noktada yapılması gerekenler; moto kuryelerin kasksız, eldivensiz, sağlıksız ve güvencesiz şartlarda çalıştırılmalarına müsaade edilmemesidir. Moto kuryelerin çalışma şartlarının iyileştirilmesi için de ivedilikle adımlar atılmalıdır.
“Whatsapp Tartışmaları…”
Basın toplantımızda son bir hususa daha dikkatlerinizi çekmek istiyorum.

Gerek ABD’de yaşanan son süreçte gerekse ülkemizde Whatsapp ile ilgili yaşanan tartışmalarda gördüğüm bir noktaya temas etmek istiyorum. Teknoloji şirketlerinin bireylerin verilerini depolaması ve bu verileri kendi çıkarları doğrultusunda kullanması, yeri geldiğinde istihbarat örgütlerinin ve ticari amaçlı bu bilgilerin kullanılabilir olması endişe vericidir. 
Teknolojik diktanın ortaya çıkaracağı sonuçları bugünden tartışmalıyız. Geleceğe dair insan fıtratına uygun, insanı insanın kurdu değil dostu gören bir sosyal düzen inşa etmek gayretinde olmalıyız. Kapitalizmin insanı her haliyle bir metaa olarak gören yaklaşımının insanlığa fayda veremeyeceğini belirtmek istiyorum. 
Bundan 70 sene önce kurtarmaya gittiğimiz Güney Kore, teknolojide önemli bir noktaya gelirken biz bu süreçte ne yapmışız! Sadece onların pazarı olmuşuz. Japonya’nın ya da Tayvan’ın yaptığını biz neden yapamıyoruz? Çünkü kendimizi ABD'ye teslim etmişiz! Burada çözüm her alanda bağımsız bir ülke olabilmek, kendi teknolojik alt yapımızı tam manası ile kurabilmektir. Bunun yanı sıra; Kişisel özgürlükler ve gizlilikle alakalı olan maddelerdeki istisnalar yeniden ele alınmalıdır. Kişisel verilerin silinmesi, yok edilmesi ve anonim hale getirilmesi hakkı (Madde 7) daha açık olmalı ve yasal olarak daha iyi yapılandırılmalıdır.”