Bankoğlu'ndan Engelliler Günü açıklaması

3 Aralık Dünya Engelliler Günü dolayısıyla açıklama yapan CHP Bartın Milletvekili ve Anayasa Komisyonu Üyesi Aysu Bankoğlu, 'Engelli yurttaşlarımızın yaşam kalitesi konusunda, gelişmiş ülkelerin standartlarını yakalamalıyız' dedi.

Bankoğlu'ndan Engelliler Günü açıklaması

CHP Bartın Milletvekili ve Anayasa Komisyonu Üyesi Aysu Bankoğlu, 3 Aralık Dünya Engelliler Günü dolayısıyla değerlendirmelerde bulundu. Tüm engellilerin en önemli beklentisinin toplumdan dışlanmamak ve sisteme uyum sağlamak olduğunu ifade eden Bankoğlu, "Toplumumuz ve ne yazık ki hükümet, bu konuya yeterince duyarlı değildir. Engelli yurttaşlarımızın yaşam kalitesi konusunda, gelişmiş ülke standartlarını yakalamakta çok geri kaldığımız ortadadır. Bu konudaki hükümet politikalarının çoğunlukla sözde kaldığını üzülerek görüyoruz. Nüfusumuzun yüzde 7’si gibi önemli bir bölümünü oluşturan engelli yurttaşlarımızın öncelikli politikalar içinde yer alması, sadece aileleri için değil toplumumuz için de çok önemlidir. Ülkemizde engelli sayısı az değildir. Sadece sokağa çıkıp sosyal hayata karışamadıkları için biz engelli yurttaşlarımıza daha az rastlamaktayız” dedi.

Engellilerin yüzde 60’ı ilkokul sonrası eğitimi bırakıyor

Türkiye’de ilkokul sonrası eğitimi bırakan engelli bireylerin oranının yüzde 60 olduğunu kaydeden Bankoğlu, “Avrupa Birliği ülkelerinde engelli bireylerin ilkokul sonrası eğitimi bırakma oranı yüzde 25 iken bu oran Türkiye’de yüzde  60’tır. Yalnızca bu oran bile engelli bireylerimizin sosyal ve ekonomik anlamda topluma katılma engelini ortaya koyuyor; zira yine AB ülkelerinde engelli bireylerin yoksulluk riski yüzde  30 olarak belirtilirken Türkiye için bu oran yüzde  77’ye çıkmakta. Engelli yurttaşlara ayrılan pay Avrupa ülkelerinde yüzde 4 ila 5’ler seviyesindeyken Türkiye’de yüzde  0,1’ler düzeyinde. Yani kaynakların kullanımı konusunda, olumsuz manada, son derece tutumlu olunan bir başlık” şeklinde konuştu.

Nüfusumuzun yüzde 7’si engelli

Engellilerin istihdama katılması konusunda politika üretmenin ötesine geçilmesi ve uygulama konusunda gerekli eğitim programlarının hayata geçirilmesinin elbette devletin görevini olduğunu vurgulayan Bankoğlu, gerçek bir çözüm için hem hükümetin hem de yerel yönetimlerin sorumluluklarını yerine getirmesinin, aynı zamanda uzun vadeli ve kalıcı çözümler sunmasının şart olduğuna değindi.

Bankoğlu, ülkemizdeki durumu ortaya koymaya ve çözüm önerilerini sıralamaya şu şekilde devam etti:

"Bugün kamu kuruluşlarında 56 bin özel kuruluşlarda 107 bin 500 engelli yurttaşımız çalışıyor. Nüfusumuzun yüzde 7’sinin engelli yurttaşlarımızdan oluştuğunu göz önüne aldığımızda, devlet kurumlarında yüzde 3 oranında engelli personel bulundurma kotasının yükseltilmesi gerektiği açıktır. Her şeye rağmen rehabilitasyon merkezleri ve Umut Evleri’nin sayısının yükselmiş olması, olumlu bir gelişmedir ancak belirttiğim gibi bu yurttaşlarımızın ilk olarak nitelikli ve sürdürülebilir bir eğitim olanağına kavuşması, toplumdan kopmadan eşit hak ve olanaklara sahip bireyler olarak yaşamaları, hepimizin sorumluluğundadır.

“Engellilerin kullanımına uygun şekilde düzenlenmeli”

Bunun için yerel yönetimlerimizin de öncelikli hizmetler içinde, engelli yurttaşlarımızı ön sıralara almaları gereklidir. Kaldırım yükseklikleri, üst ve alt geçitler, ulaşım araçları ve kamu kuruluşlarına erişimde, kentlerimizin fiziki yapılarının sağılıklı bireylere dahi güçlük yaşattığını hepimiz biliyoruz. Bu sebeple, engelli yurttaşlarımızın hareket hakkının kısıtlandığını ve istisnasız her kent ile ilçenin buna göre düzenlemeler yapmasının şart olduğunu belirtmek istiyorum. Bu koşulların iyileşmesi, engellilerin gerek eğitim, gerekse sağlık vb. hizmetlere ulaşmaları konusundaki engelleri ortadan kaldırdığında ancak yol alınabilir. Tüm ulaşım araçları, okullar, hastaneler, parklar, alışveriş merkezleri, kültür ve spor merkezleri, istisnasız bir biçimde, engellilerin kullanımına uygun şekilde düzenlenmelidir.

“Engellilerimizin istihdamı ve beceri kursları önemli”

İşsizlikte cumhuriyet tarihi rekorları kırılırken engelli yurttaşlarımızın istihdamı ve beceri kursları da çok önemli bir konudur. Beceri kursları, engelli yurttaşlarımızı çalışmaya yönlendirmesi gereken merkezler olmalıdır. Bu yurttaşlarımız için özel atölyeler kurularak değer yaratılması ve kazanç elde etmeleri sağlanmalıdır.  Modern dünyada gerçek bir sosyal devlet olarak yer alabilmek için AVM’lere üç beş araçlık engelli otoparkı, büyük kentlerin belli noktalarında özel trafik sinyalizasyonu ya da görme engelliler için sonu elektrik direğine çıkan kaldırım bantları yapmakla bu işin yürümediği ortadadır. Engelli yurttaşlarımıza da pozitif ayrımcılık yapmalıyız. Herkesin bir gün engelli olma riski bulunduğunu unutmamalıyız. Onların topluma katılma haklarının karşısında sadece fiziki engeller yok. Sosyal, ekonomik ve davranışsal engeller de fiziki engeller kadar önemli sorunlardır. Engelli bireylerin ailelerinin ve yakınlarının da engelli yurttaşlarımız kadar mağduriyet içinde olduğunu unutmayalım.

“Bireylerin mutluluğu sağlanmalı”

le vurgulamak isterim ki, herkesin eşit koşullara sahip olacağı fiziki ortamlar bile toplumsal mutluluk için büyük öneme sahiptir. Tekerlekli sandalyedeki bir bireyin parka veya alışverişe gidebilmesi, lüks olmamalıdır. Bireysel mutluluğun sağlanamadığı bir ülkede, toplumsal mutluluk beklemek ancak hayaldir. Doğuştan veya sonradan engeli bulunan yurttaşlarımızın karşısında asıl engelin yönetim politikaları olması, 2019 dünyasında “ilk 15 ekonomi arasına girmeye oynuyoruz” diyen bir anlayış için büyük bir görmezden gelmedir. Engelli yurttaşlarımız için hassasiyetle yapılacak çalışmaları bekliyoruz ve takipçisi olmayı sürdüreceğiz.”