Bankoğlu, 'Yitirdiğimiz her can ile deprem büyüyor'

CHP Bartın Milletvekili, Parti Meclisi ve TBMM Anayasa Komisyonu Üyesi Av. Aysu Bankoğlu, Seferihisar açıklarında meydana gelen deprem sonrası İzmir'de incelemelerde bulundu. Milletvekili Bankoğlu incelemeleriyle ilgili yaptığı açıklamada,'Yitirdiğimiz her can ile deprem büyüyor.'dedi.

Bankoğlu, 'Yitirdiğimiz her can ile deprem büyüyor'

Cumhuriyet Halk Partisi Bartın Milletvekili, Parti Meclisi ve TBMM Anayasa Komisyonu üyesi Av. Aysu Bankoğlu, 30 Ekim günü İzmir’in Seferihisar ilçesi açıklarında meydana gelen depremin ardından CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve 90 CHP’li milletvekiliyle birlikte derhal bölgeye giderek incelemelerde bulundu. Heyet, ilk olarak depremde en çok zarar gören Bayraklı ilçesindeki enkaz bölgesine hareket etti. 

 

Burada, deprem anında büyük zarar görmüş olan Rıza Bey, Emrah, Doğanlar, Barış ve Yılmaz apartmanlarının bulunduğu enkaz alanlarına giden Cumhuriyet Halk Partisi heyeti, çalışmalar hakkında İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer başta olmak üzere AFAD ve sivil toplum kuruluşlarından bilgi aldı. CHP Bartın Milletvekili Bankoğlu, bölge milletvekilleriyle birlikte, denizin taşması nedeniyle büyük zarar gören Seferihisar'a bağlı Sığacık Mahallesi'ne de giderek oradaki esnafın yanında olduklarını vurguladı.

 

Bankoğlu, İzmir Depremi’ne ilişkin büyük bir üzüntü içinde olduklarını dile getirdikten sonra şu açıklamalarda bulundu: "İlk etapta, enkaz alanındaki tüm binaları inceledik. Yaşamını kaybeden yurttaşlarımızın ailelerine taziyelerimizi ilettik. Katıldığımız cenazeler oldu. Çadırlara yerleştirilmiş olan yurttaşlarımızın ihtiyaçlarının karşılanması konusunda bizler de aracılık ederek destek olduk. Hastanelerdeki yaralıları ziyaret ettik. İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkanı Tunç Soyer başta olmak üzere itfaiye biriminden arama kurtarmaya katılan tüm belediye çalışanlarına milletimiz adına teşekkür ettik. 

 

İstanbul ve Ankara Büyükşehir Belediyeleri başta olmak üzere Sivas’tan Ağrı’ya Karabük’ten Antalya’ya teçhizatla gelen destek ekipleri ve yine bu işin profesyoneli olan AFAD çalışanları, UMKE ekipleri, Jandarma Arama Kurtarma'da görev alanlar ve tabii ki AKUT gönüllüleri, insanüstü bir güçle arama kurtarma çalışmalarında çaba harcıyorlar. Uyumadan, dinlemeden, yemeden enkaz altında teknisyenlerle beraber ses dinleyerek en hassas çalışmalarla umudumuzu hep ayakta tuttular. Onlar, âdeta afetlerin melekleri, en büyük teşekkürü hak ediyorlar. Hepimizin şahit olduğu, saatler hatta günler sonra gerçekleşen "mucize"leri sağlayan kişiler onlar.

 

Ayrıca, acil personeli doktorlarımız ve hemşirelerimiz başta olmak üzere tüm sağlık çalışanlarına da ne kadar minnettar olsak az. Mart ayından beri, pandemi sürecinde aralıksız çalışan sağlıkçılarımız hem enkaz alanında hem de hastanelerde olağanüstü bir gayretle efor sarf ediyorlar. Yaşanılanlar, tarifsiz bir üzüntüye işaret ediyor. Ruhen ve kalben dayanması bu zor şartlarda çalışan herkese ve iyi kalpli gönüllü yurttaşlarımıza tekrar teşekkür ederim. Maddi hasarlar bir şekilde telâfi edilir ancak bu sebeple kaybolan canların acısını dindirmek imkansız. Ailelere ve milletimize bir kez daha sabır diliyorum."

 

Türkiye’nin deprem kuşağındaki bir ülke olduğu gerçeği ile yaşamayı öğrenmemiz ve buna göre önlemlerimizi almamız gerektiğini vurgulayan Bankoğlu açıklamasını şöyle tamamladı:"Bilim insanlarını dinlemeliyiz. Bunun dışındaki her türlü açıklama, sadece bahanedir. Siyaset ve şov yapma zamanı kesinlikle değildir. Öldürenin deprem değil de bina olduğunu bilmeyen yurttaşımız kalmamalıdır. Verim fışkıran tarım arazilerine, ormana, bataklığa, denizi doldurup üzerine deniz kumuyla, bir avuç çimentoyla yapı dikmekten vazgeçmek şarttır. 

 

İzmir’de, Elazığ’da, Van’da, Yalova’da yapı denetimlerindeki usulsüzlüklerin, binlerce cana mâl olduğunu aklımızdan bir an bile çıkarmayalım. Bu hükümetin, depremle ilgili muhalefetin verdiği tam 58 "araştırma önergesi"ni reddettiğini bir an bile unutmayalım. Bu sene, dünyada 6,5 ve üzeri büyüklükte 22 deprem olmuş. Ne yazık ki bunlardan ikisi Türkiye’de. Ocak ayında Elazığ’da yaşanan depremde 41 kişi, İzmir’de ise son açıklamalara göre 113 kişi hayatını kaybetti. Yani 154 evlat, kardeş, anne, baba; sırf para uğruna işini bilerek ve isteyerek ihmal edenlerce öldürülmüştür. Biliyor musunuz,dünyada bu sene yaşanan ve geri kalan 20 depremde ölen kişi sayısı ise yalnızca 13. Yani binalarımız gibi hâlimiz de harap.  

 

Deprem vergileri ne oldu, kötü gün paramız "ihtiyat akçeleri" nerede dediğimizde, deprem araştırma komisyonları kurulsun dediğimizde, görev başındaki yetkililer bizi dinlemiyordu. "Doğanın ayarlarıyla oynamayın", "kanal yapmak yol açmak için doğayı mahvedip milletin vergileriyle yarınlarımızı çalmayın" diye birçok kez uyardık. Üzülmek, ne yazık ki yetmiyor. 18 yılda, her gün bir taş koysalardı kaleler yapılırdı. Bütçeyi çarçur etmeyi ve konuşmayı ya da görüntü vermeyi bırakıp her şeyden önce canımızı garantiye almalıyız."