Bankoğlu'ndan MEB bütçesi değerlendirmesi

CHP Bartın Milletvekili, Parti Meclisi ve TBMM Anayasa Komisyonu Üyesi Aysu Bankoğlu, 2022 yılı bütçe görüşmeleri kapsamında TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda Milli Eğitim Bakanlığı'na (MEB) ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Bankoğlu, ' Eğitime aslan payı ayırdık, denildi. Ama işin içine enflasyon girince, bir aslan miyav diyor, minik fareler kükredikleriyle kalıyor' dedi.

Bankoğlu'ndan MEB bütçesi değerlendirmesi

Bankoğlu, konuşmasına 2018 yılında yayınlanan son PISA raporu ile başladı. Raporda; Türkiye’nin eğitimde OECD ortalamasının çok altında bulunduğunu, okul öncesi eğitimde eksikliklerin göründüğünü, ayrılan bütçenin yetersizliğinin ve öğretmenlerin mutsuzluğunun yer aldığını, eğitim bütçesinin yetersiz olduğunu açıkça göründüğünü hatırlattı. Bankoğlu, atanamayan öğretmenler ve ek gösterge konusuna da değinirken “Öğretmenler mutsuz. Dışarıda on binlercesi atama bekliyor. Sözleşmeli öğretmenler kadro bekliyor. 3600 ek gösterge problemi var ve olduğu yerde duruyor. “İstikbalin mimarı” öğretmenlerimiz bu durumda. Şahlandırdığınızı sandığınız ülke için 19 senelik bir hükümet için bir utançtır.

“4 katı öğrenciye aynı bütçe”

Aysu Bankoğlu, geçmiş dönem bütçelerine kıyasla çok daha kötü bir döneme girildiğinin altını çizdi. Konuşmasında “Yüksek öğretim ve Milli Eğitim olmak üzere, eğitime aslan payı ayırdık, denildi. Ama işin içine enflasyon girince, bir aslan miyav diyor, minik fareler kükredikleriyle kalıyor.  Eğitimde bu durumu korumak için dahi 222 milyar bütçe gerekirken, 211 milyar lira ayırmış ve aferin bekleyen bir hükümet var. Yüksek öğretimin milli gelire oranı yüzde 0.73. Ülkeyi teslim aldığınız 2002 yılında da durum benzerdi gibi görünüyor ama o zaman 2 milyon öğrenci vardı. Şimdi 8 milyon öğrenci var. Yani 4 katı öğrenciye aynı bütçe.  Böyle bir durumda, kaliteden bahsedilebilir mi?” dedi.

“Devletin merkez bütçesi kaybettiğiniz 128 milyar doların yaklaşık yüzde biri”

Bankoğlu, hükümetin yüksek öğretime ilişkin tutumuna dair devam ettiği konuşmasında “Ülkenin prestijli üniversitelerine, öğretim görevlilerine, öğrencilerine saldırıyorsunuz. Bir de dalga geçer gibi bu bütçeyle kendilerini var etmelerini istiyorsunuz. Sonra neden beyin göçü var diye düşünüyoruz. Hem baskıyla nefes aldırmayacaksınız hem kaynak ayırmayacaksınız hem de itaat ve hizmet bekleyeceksiniz. Merkez bütçeden Milli Eğitim’e 189 milyar lira ayrılmış. Gider tahmininiz 222 milyar. “Bu bütçe bize yetmez” diyen sizsiniz. Haklısınız da. Toplam merkez bütçe 1 trilyon 751 milyar lira, koskoca devletin merkez bütçesi kaybettiğiniz 128 milyar doların yaklaşık yüzde biri.” eleştirisinde bulundu.

Pandemiye ve pek çok soruna rağmen, MEB bütçesinin milli gelire oranının yüzde 2.4 olduğunu, bu oranın geçtiğimiz sene yüzde 2.6 olduğunu belirten Bankoğlu bu oranın OECD ülkelerinde yüzde 6 olduğunu söyledi.

“Zamanınızı, yıkmak yerine yatırıma harcayabilirdiniz”

19 senelik AKP iktidarının 8’inci, cumhuriyetin 76. Milli Eğitim Bakanı’nın görevde olduğuna vurgu yapan Bankoğlu, AK Parti hükümetindeki bir Milli Eğitim Bakanı’nın ortalama görev süresinin yaklaşık 1,5 sene olduğunu belitti.

Konuşmasında “4 senede bir eğitim sistemi, 3 senede bir de sınav sistemi değişir. Sonra Bakan bir daha değişir, kadro bir daha... Bütçenin nasıl harcanacağına her sene başka Bakan’ın başka kadrosu karar verir. Zamanınızı, yıkmak yerine yatırıma harcayabilirdiniz. Mesela 2002’de Bakanlık bütçesinin yaklaşık yüzde 17’si eğitim yatırımlarına ayrılmıştı. Şimdi bu oran neden yüzde 8?” diye sordu.

Pandemi nedeniyle okullardaki sorunların katlanarak arttığına dikkat çeken CHP’li vekil,  uzaktan eğitimin bir fiyasko olduğunu, 2010 yılında Fatih Projesi diye başlatılan sistemin işlevsizliğini ve hâlihazırda okullarda çok ciddi bir hijyen problemi olduğuna değindi.

“Fatih projesi fiyaskosu…”

Bankoğlu “Uzaktan eğitimde, tablet, bilgisayar gibi donanım eksikliği var. Ailelerinin durumu yok. Güya bu eksikler giderilecek diye, Fatih Projesi başlatıldı.  Yıl 2010. Sonuç fiyasko. 2014’te bitecekti bu proje. Yıl 2021, 15 milyar para harcandı. Öğrencilerin hala tableti bilgisayarı yok. Üstelik, daha 2 sene önce dağıtılan tabletler, doğru düzgün çalışmıyor bile. Çünkü donanım, yazılımla desteklenmemiş. Buna bir çözüm arayan, bulan bir vizyon yok. Sürekli bir dostlar alışverişte görsün haliyle, ihaleler açılıyor. Kusura bakmayın Sayın Bakan ama, uluslararası yolsuzluk literatürü ihtiyaç fazlası yatırımların rüşvet koktuğunu söyler. Böylece, ülkenin kısıtlı kaynakları çarçur edilirken, küçük bir kesim bundan ekmeğini yer. Fatih projesi fiyaskosu bana ister istemez bunu hatırlatıyor.” dedi.

Bankoğlu, Türkiye’de öğrencilerin, öğretmenlerin ve velilerin mutsuz olduğunu vurgularken “Bu ülkede öğrenci mutsuz! Veli mutsuz! Öğretmen mutsuz! Ama, siz günlüğü 2000 liradan, 4 lüks araçla korunuyorsunuz. Neden sayın bakan, yönetemediğiniz sistemden şikayetçi vatandaş size saldırır diye mi korkuyorsunuz?

Enflasyonun yüzde 20’ye yaklaştığı bir ülkede, MEB bütçesi yüzde 20 artmış. Yetinin ve sevinin. Maarif Vakfı Başkanı olsaydınız, yüzde 285 arttırılırdı. O zaman, buradaki eleştirilere de maruz kalmazdınız. Çünkü bütçe, bilanço, faaliyet raporu yayınlama mecburiyetiniz de olmazdı. Ama işte değilsiniz sayın bakan, o yüzden bütçeniz yüzde 20 artmış, siz bununla yetinin ve sevinin.” sözleriyle MEB bütçesine ilişkin konuşmasını noktaladı.