Bankoğlu 'Kadınlar için acil tedbir alınmalı'

CHP Bartın Milletvekili ve Anayasa Komisyonu Üyesi Aysu Bankoğlu, Türkiye'nin koronavirüsle mücadele ettiği bu günlerde kadınlar için acil tedbirler alınmak zorunda olunduğunu söyledi. Bankoğlu, ' 'Bu zorlu süreçte, kadınları ve kadınların yaşam hakkını unutmayacağız, unutturmayacağız' dedi.

Bankoğlu 'Kadınlar için acil tedbir alınmalı'

CHP Bartın Milletvekili ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Anayasa Komisyonu Üyesi Aysu Bankoğlu, geçtiğimiz günlerde sunulan salgınla mücadele kapsamında ev içi şiddet riskine ilişkin acil önlemler alınması amacına yönelik Meclis Araştırma Önergesi hakkında TBMM Genel Kurulu'nda bir konuşma gerçekleştirdi. Bankoğlu, sözlerinin başlangıcında, ülkemizin istisnasız biçimde her ilinin coronavirüs salgınıyla mücadele ettiği bir dönemden geçtiklerine vurgu yaptı. Bu zorlu süreçte, kadına yönelik şiddetin ise her geçen gün artmaya devam ettiğini ifade eden Bankoğlu,  "Yalnızca Mart ayında 29 kadının öldürüldüğü ve ayrıca şüpheli kadın ölümlerinin sayısının da 9 olduğu açıklandı. Bunlar, sadece tespit edilebilenler. Daha geçtiğimiz günlerde, bir kadın, eşi tarafından baltayla, vahşice öldürüldü. Kadına şiddetin son bulması için her daim çabalayan bizler, özellikle hatırlatıyoruz: Bu zorlu süreçte, kadınları unutmamalıyız ve tabii ki unutturmayacağız" dedi.

Aile içi şiddete dikkat çekti

Yaşamakta olduğumuz zorlu süreçte, haklı ve bilimsel manada da gerekli olarak "Evde Kal" çağrıları yapıldığına işaret eden Aysu Bankoğlu, bu durumu elbette ki desteklemekle birlikte aynı dönemde, evde kalınan sürenin artmasıyla şiddet tehlikesinin de arttığına dikkatleri çekti ve bu tehlikenin, kadınların canları ile vücut bütünlüklerine yönelik açık ve yakın bir tehlike olduğunun altını çizdi. 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun ile İstanbul Sözleşmesi olarak bilinen Kadına Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye Dair Avrupa Konseyi Sözleşmesinin kadınlar için amasız, fakatsız uygulanması gerektiğini her daim dile getirdiklerini belirten Bankoğlu, diğer bir yandan Hâkimler ve Savcılar Genel Kurulu'nun aldığı 30 Mart tarihli Karar'ın ise ucu açık olduğunu ifade ederek şu değerlendirmelerde bulundu:

 

"Hâkimler ve Savcılar Kurulu, 30 Mart tarihli kararında, "6284 kapsamındaki tedbir kararları, yükümlülerin" sağlıklarını tehdit etmeyecek şekilde değerlendirilsin." dedi. Bu ucu açık karar, şiddet uygulayan erkekle aynı evi paylaşmak zorunda kalan kadınları, şiddete mahkum etmek değil de nedir? Bu tam olarak salgın bahanesiyle "6284'ü uygulamıyorum" demektir. Bahse konu karardan ivedilikle dönülmelidir. Devletin, erkek şiddetine karşı önleyici tedbirleri almaktan kaçış yolu yoktur. İzolasyon altında, karantina günlerinde şiddete uğrayan kadınların can güvenliği hiçe sayılamaz."

“İnfaz düzenlemesiyle ilgili çekincelerimiz var”

Bankoğlu, vurgulamak istediği bir diğer konunun da TBMM Genel Kurulu'nda, pazartesiyi salıya bağlayan saatlerde kabul edilen ve İnfaz Düzenlemesinde yer alan birçok hükümlülerin COVID-19 salgını sebebiyle izinli sayılmasına yönelik Geçici Madde olduğunu belirtti ve şöyle devam etti:

"Kadınların ve çocukların güvenliğinin sağlanması konusunda endişelerimiz var. Salgın nedeniyle evde kalan kadınlar, kendilerini nasıl koruyacaklar? Şiddet failleri, bu Kanun ile birlikte açık ceza evine geçip ardından izinli olarak eve gönderildiğinde ne olacak? Kadınların ve çocukların güvenliğini sağlamak için hangi önlemler alınacak? "Failin serbest bırakılması durumunda", İstanbul Sözleşmesi’nin 56. maddesi uygulanmak suretiyle mağdur kadınlar bilgilendirilecek mi? Aksi takdirde, kadınlar, bu hükümlüleri bir anda karşılarında bulacaklar."

“Kadınların yaşam hakkını yok saydırmayacağız”

Bankoğlu, konuyla alakalı tespit ve değerlendirmelerini sonlandırırken alınması gereken somut tedbirlere de değindi ve “Kadınların Yaşam Hakkını Yok Saydırmayacağız" vurgusu yaptı. Bankoğlu, "Kadınlar için acil tedbirler alınmak zorundadır. Şiddet, salgın tedbirleri kılıfı altında, normalleştirilemez. Telefonla da olsa kadınlara psikolojik ve hukuki destek verilmeli; ALO 183 hattı etkin ve gerçekten fayda üretir bir şekilde kullanıma sokulmalıdır. Kadınlara yönelik sosyal yardımlar, mutlak surette artırılmalıdır. Ayrıca, sığınma evine yerleştirilmek isteyen kadınlara yönelik gerekli işlemler ile süreç kolaylaştırılmalıdır. Şiddete uğrayan kadınların başvurabileceği hastaneler belirlenerek duyurulmalıdır. Kolluk kuvvetleri, görevini eksiksiz biçimde ifa etmeli ve bu zorlu dönemde de uzaklaştırma kararlarını uygulamalıdır. Önemle vurgulamak isterim ki, kadınların yaşam hakkını yok saydırmayacağız” şeklinde konuştu.