Bankoğlu, Bakan Gül'e çocuk istismarlarını sordu

CHP Bartın Milletvekili Av. Aysu Bankoğlu, Kadına Yönelik Şiddetin Sebeplerinin Tüm Yönleriyle Araştırılarak Alınması Gereken Tedbirlerin Belirlenmesi Amacıyla Kurulan Meclis Araştırması Komisyonu'na katılan Adalet Bakanı Abdülhamit Gül'e sorularını sormak için söz aldı.

Bankoğlu, Bakan Gül'e çocuk istismarlarını sordu

Konuşmasına kadın cinayetlerini anarak başlayan Bankoğlu, bir çok davada ya haksız tahrik ya da iyi hal indirimi uygulandığını belirtti. Bankoğlu, “Bu gibi suçlarda uygulanan ceza indirimleri, tutuksuz yargılama uygulamaları, uzun dava süreçleri oldukça kadına şiddeti önleme konusunda bir adım bile ilerleyemiyoruz,” diyerek ceza indirimlerini eleştirdi.

Son günlerde çokça tartışılan Ezgi Mola’nın açıklamalarına da değinen Bankoğlu, “Sanık Musa Orhan’ın yargılandığı suç, tecavüz, bir katolog suç. Yani, ortada somut delil olmasa bile tutuklu yargılanması gereken sanık, ortada somut deliller de olmasına karşın, tutuksuz yargılanıyor bu ülkede. Ama bu duruma isyan eden sanatçımız Ezgi Mola 2 yıl 4 ay ile yargılanıyor. Bir hukukçu ve Adalet Bakanı olarak vicdanınız bu konuda ne diyor?” diye sordu.

Bankoğlu, “Evet, söylediğiniz gibi koruma tedbirleri var. Tabi ulaşılabilirse. Sizin de sosyal medyadan takip ettiğiniz Emriye Metoğlu, eski eşi İbrahim Zarap tarafından öldüresiye dövülmeden önce defalarca bu koruma tedbirlerine başvuruyor, ancak başarılı olamıyor. Koruma tedbiri almak da yetmiyor sayın Bakan. Kolluk güçleri koruma tedbirlerini uygulamakta zorlanıyor. Nitekim Azize Yaman, koruma altında olmasına rağmen bıçaklandı. Suçlu sadece 2 yıl 9 ay ceza aldı.”  diyerek şiddet maduru kadınların koruma tedbirlerine erişiminin zor olduğuna ve sağlanan koruma tedbirlerinin de hakkıyla uygulanmadığına dikkat çekti. Av. Bankoğlu, konuya ilişkin taleplerini, “Biz hızlı ve adil yargılama istiyoruz. Koruma tedbiri taleplerinin ciddiye alınmasını ve tedbirlerinin ciddiyetle uygulanmasını istiyoruz,” diyerek iletti.

Konuşmasına feshetme girişiminde bulunulan İstanbul Sözleşmesi’yle devam eden Bankoğlu, Adalet Bakanı’nın fesih kararından 11 gün önce sözleşmeyi önemli bir enstrüman olarak nitelediği açıklamalarına referans vererek, “Sonrasında, çekilmeyle ilgili yürütmenin yetkisindedir, dediniz. Sayın Bakan sizin bakan olarak hiçbir tasarrufunuz, hiç bir inisiyatif alanınız yok mu?” diye sordu. “Yasama erki meclis tarafından onaylanmış bir sözleşmedir; yürütme yetkisinde değildir. Eğer öyle olsaydı, Cumhurbaşkanı’nın sırf yürürlükte diye bütün kanunları örneğin Medeni Kanunu ya da Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ni bir gecede feshetme hakkı olurdu,” diyen Bankoğlu, bir hukukçu olarak Adalet Bakanı’nın bu konuda fikirlerini sordu.

Konuya ilişkin Danıştay’da açılmış ancak bir türlü incelenmeyen iptal davalarından da bahseden Bankoğlu, “Hadi diyelim ki siz haklısınız sayın Bakın, diyelim ki bu çıkma kararı hukukumuza uygun. Öyleyse, bu çıkma kararına karşı Danıştay’da açılmış, üstelik yürütmeyi durdurma talepli açılmış, sayısız derdest dava neden görüşülmüyor, neden bekletiliyor,” diye sordu.

İstanbul Sözleşmesi’nin insan haklarına ilişkin bir uluslararası sözleşme niteliğinde olduğunu ve Türkiye’nin ilk defa bu tarz bir sözleşmeden çekilmeye karar verdiğini kaydeden Bankoğlu, “Anayasamızın 90ıncı maddesi, insan haklarına ilişkin uluslararası sözleşmeleri kanunlardan da üstün tutmuştur. Madem kadın meselesi sizin için de insan hakkı meselesidir, öyleyse bu konuda tek bir kişinin kararıyla hareket edilmesi sizce insan haklarına ne kadar uygundur?” diye sordu.

Çocuk istismarlarının ülkenin kanayan yarası olduğunu belirten Bankoğlu, bu konuda son zamanlarda sıklaşan af taleplerini eleştirdi. “Biz bu konudan çok sıkıldık sayın Bakan. Bakın 18 yaş altı çocuktur ve çocuk istismarında rıza iddiası olamaz,” diyen Bankoğlu 15 yaşında bir kız çocuğunun evliliğe rızasının olamayacağının altını çizdi. Konuya ilişkin Adalet Bakanı Sayın Gül’e önerilerini “Bakın, Judith Butler’ın güzel bir lafı vardır: ‘İnanç yapısı o kadar güçlüdür ki, bazı şiddet türlerinin haklı gösterilmesine veya şiddet olarak değerlendirilmemesine izin verir,” der. Lütfen yanlış referanslara dayanarak çocuk yaşta ve zorla evlendirmeyi meşrulaştırmak isteyenlere izin vermeyin,” dedi.

Kadına şiddeti önleme konusunda söylemlerin önemine sıkça değinen Av. Bankoğlu, bu konuşmasında Sayın Cumhurbaşkanı’nın kadınlara ilişkin sözlerine yer verdi. 2016’da ‘Çalışıyorum diye annelikten imtina eden bir kadın, aslında kadınlığını inkar ediyordur’ diyerek çalışan annelere öğütler veren, son olarak da bir siyasi parti lideri olan kadını, ‘Bekle daha neler gelecek başına’ diyerek tehdit eden bir insan. Bu konuyu daha önce de söylemiştim, toplumda bir şey değiştirmek için, önce söylemlerimizi değiştirmemiz lazım,” diyerek toplumda özellikle liderlerin söylemlerine dikkat etmesi gerektiğini ifade etti. 

Son olarak İnsan Hakları Eylem Planı’nda geçen aile arabuluculuğuna ilişkin konuşan Bankoğlu, boşanma durumunda arabuluculuk kurumunun zararlarının olabileceğini, bu durumun İstanbul Sözleşmesi çerçevesinde bir kere daha düşünülmesi gerektiğini belirtti.