Aman sağlığınızdan olmayın!

Havalar bir ısınıp bir soğuyor. Bir gün güneşli bir gün yağmurlu derken gün içinde farklı saatlerde farklı hava koşulları ile de karşılaşmak mümkün. Bartın’da hafta başı 28-30 derece dolaylarında olan sıcaklıklar dün 15 dereceye kadar geriledi. Bir gün içinde gerçekleşen yaklaşık 13 derecelik ısı düşüşü hastalıklara davetiye çıkarabilir. Özellikle sabahları evden çıkarken “hava güneşli” diye giydiğimiz tişört öğlen hava kapayınca bizi üşütürken, “hasta olmayalım” diye giydiğimiz hırka, ceket ve benzeri giyecekler hava yeniden açınca terlememize neden olabiliyor. Hal böyle olunca ani ısı değişiklikleri hastalıklara davetiye çıkarıyor.  Bartın’da olduğu gibi yurt genelinde yaşanan ani sıcaklık değişimleri sağlığımızı tehdit ediyor. Ani hava değişimleri insanın adaptasyon mekanizmasını bozduğundan üzerinde durulması gereken bir konu olarak karşımıza çıkıyor.

Vücutta çok fazla değişiklik meydana geliyor

Yaşamın devamı için insan bedenin belli bir derece olması gerekmektedir. Bu ısı 36,5-37 derecedir. İnsan vücudu içinde sürekli gerçeklesen birçok kimyasal reaksiyon enerji sekline dönüşür ve bu ortaya çıkan enerjinin büyük kısmı ısı enerjisidir. Ortaya çıkan ısı nedeniyle termoregülasyon önemli hale gelir ve bu ısı radyasyon, iletim, ısıyayım ve buharlaşma yöntemleriyle vücuttan uzaklaştırılır. İnsan vücudunun ısı ayar merkezi “hipotalamus” denen beyinin özel bir bölümüdür. Çeşitli uyarıları algılayan bu yönetim merkezi vücudun ısısını kan damarları, ter bezleri, akciğer, deri, böbrekler, böbrek üstü bezleri, yağ dokusu, kaslar ile dengelemeye çalışır. Bu düzenleme sırasında damarlar genişler, büzülür, ter bezleri salgılarını artırır veya azaltır, solunum derinliği ve sıklığı azalır veya artar, terleme duygusu veya üşüme duygusu ortaya çıkar, böbreklerden su tutulur veya atılır. Bu mekanizmalara uygun davranılmadığı takdirde insan sağlığı tehdit altında kalabilir.

Hava değişimleri neden tehlikeli?

Isı, basınç, rüzgar gibi dış hava koşullarının değişmesi ısı düzenleme mekanizmalarını hazırlıksız yakalayarak hastalık nedeni olabilirler. Bağışıklık sistemi de bu mekanizmalarla beraber çalıştığından vücut direnci düşebilir. Özellikle mevsim geçişleri ani hava değişiklerinin yaşandığı dönemlerdir. Gece gündüz ısı farkı, nem ve basınç farkları havada dolaşan partikül miktarlarında değişimler yaratır. Dolaşan partiküllerin enfeksiyon etkeni olabilmesi partikül sayısının yükü, hastalık yapma gücü, konakçının savunmasının direncine bağlıdır.

Hastalıktan nasıl korunuruz?

Bu dönemde hastalıklardan korunma yollarının başında sağlıklı beslenme geliyor. İyi bir vitamin ve mineral desteği, besin çeşitliliği iyi bir savunma mekanizması yaratıyor ve olası hastalıkların önüne geçilebiliyor.

Mevsimlere uygun giyim tarzı da bu dönmelerde çok önemli. Yazın acık renkli, kışları ise koyu renkli ve hava dolaşımına izin veren giyeceklerin giyilmesi gerekir. Soğuk bölgelerde uç bölgelerin korunmasına yönelik eldiven, şapka, atkı, içlik kullanılması önem taşıyor.

Bir diğer önemli unsur ise kapalı ortamların iyi havalandırılması ve iyi temizlenmesi. Bununla birlikte koruyucu aşılarda kış geçişleri enfeksiyonlar açısından riskli dönemler olduğundan pnömokok (zatürre) ve influenza (grip) aşılarını yaptırmak ek fayda sağlayabiliyor.

İyi uyku alışkanlığı da hastalıkları önlemeden önemli rol üstleniyor. Bu dönemlerde bağışıklık sistemi güçlendirici takviyelerde kullanılabilir. Düzenli uyku ve bağışıklık güçlendirici takviyeler gibi spor yapmanın da bağışıklık sistemini güçlendiren unsurlar arasında olduğunu unutmamak gerekiyor.

Olası enfeksiyon belirtileri bulunanların ise vakit kaybetmeden en yakın sağlık merkezine ulaşması ise hastalıkların vücudu daha fazla sarmadan geçirilmesi adına önem arz ediyor.